Çocukça Fantastik: Arayış Ormanı 2 – Solgun Ruhlar Kitabı

Çocuk ve genç okurları fantastik edebiyata teşvik etmek amaçlı hazırladığım Çocukça Fantastik yazı dizisinde bu defa bir devam kitabı yer alıyor. Bundan yaklaşık bir sene önce severek okuduğum ve sadece yaş grubundaki okurları değil yetişkinlere de tavsiye etmekten mutluluk duyacağım Arayış Ormanı macerası Solgun Ruhlar Kitabı ile ikinci aşamaya geçmiş bulunuyor.

Birbirinden farklı türlerde başarılı işlere imza atan Göktuğ Canbaba genç-yetişkin fantazya seven okurları için gayet başarılı bir seriye imza atmış. Daha evvelden Ayyaş Buda, Tılsım-ı Kudret ve bu yazının konusu olan serinin ilk kitabı Arayış Ormanı kitapları ile sitede yer verdiğimiz, üretken bir kalem.

İlk kitapta okuru davet ettiği macera çok daha heyecanlı ve ilgi çekici bir hal alarak devam ediyor. Nasıl mı? İşte böyle…

Bekçi Olmanın Bedeli

İlk kitapta adeta bir kültür şokuna maruz kalan Deniz, yeni hayatı ve tahmin dahi edemeyeceği yeni sorumluluklarına alışmaya, anlamaya başlar. Yaşadığı bir dizi trajik hadise sonucu Alt ve Üst İstanbul’un güvenliği ellerine teslim edilecek Bekçi görevi için çalışmalarına hız kesmeden devam eder. Sevdiği dostları ve eğitmenleri gözetiminde bu sorumluluğu taşımak için elinden geleni yapar. Her şey düzen içinde ilerlerken biliriz ki kötülük hiçbir zaman uzun süre sessiz kalmaz. Kaldıysa eğer daha katmerli olarak karşımıza dikilmeye hazırlanıyordur. Solgun Ruhlar Kitabı tam da böyle başlıyor…

Ruhunuzu huzursuzluk ile kaplayan bir rüyadan uyandığınızda asıl kabusun daha yeni başladığını düşünün. O gece Deniz’in başına gelenlerde tam olarak bundan ibaret. Ne olduğunu bilmese de bir şeyler ters gitmektedir. İyice kuşkulanan adamımız iki dünyayı birbirine bağlayan ve ayıran Tek Kapı’ya doğru yola çıkar. Hedefine vardığında ciddi manada kabusun asıl şimdi başladığına tanık olur. Eğitim aldığı fedailer, en yetenekli tılsım ustalarından Eldaris ve öğrencisi -aynı zamanda Deniz’in en iyi arkadaşı- Ena kapıyı koruyabilmek için cadılarla savaşmaktadır. Karanlık çok geçmeden iyiliğin üstünü örter, yeni Bekçi ve Ena son bir gayretle kendilerini Üst İstanbul’a taşırlar. Tek kapı kontrolleri dışındadır, cadılar iki diyarı da alt üst etmek için planlarını uygulamaya başlar. Kötülük her şeye galip gelmeden Bekçi’nin göreve gelmesinden başka seçenek kalmaz…

Olanların şokunu üstünden atan Deniz ve Ena cadılara mani olmak için can havliyle yola koyulur. Evvela Hayalet Marangoz’u bulmalı, Bekçi asasını almaları akabinde ise Ay Manastırı’na gidip Deniz’in eğitimi için son aşamayı gerçekleştirmeleri gerekir. Ancak kötülük daima peşlerinde iken bu hiç de kolay olmayacaktır.

İlk kitap Arayış Ormanı

Her Şeyiyle…

…daha iyi bir seviyeye çıkmış bir hikaye var karşımızda. İlk kitaba nazaran olayların geldiği nokta eserin kendi ruhunu bulmasını sağlamış. Özellikle söz konusu olan Bekçi görevinin sorumluluğu burada daha net anlaşılıyor. İki dünyanın koruyucusu olacak bir kişinin neleri başarmak zorunda olduğunu, neleri yapmasının elzem olduğunu okur daha fazla hissediyor. Yazar hikayeyi çok iyi bir noktaya çekmiş ve üçüncü kitaptan neler beklememiz gerektiğini gösterir nitelikte. Açıkçası benim iştahım şimdiden kabardı.

Tam da bundan dolayı sadece çocuk kitabı olarak yorumlamak doğru olmayacaktır diye düşünüyorum. İlk kitap için bunu söylemek mantıklı değildi belki ama burada kurgu her yaşa hitap eder nitelikte. Son zamanlarda iyice ortadan kaybolan başarılı yeni fantastik kitap piyasasında iyi bir alternatif olarak değerlendirmek mümkün. Hem hacminden dolayı kısa sürede okunacak seviyede.

Hayal Gücü Candır

Göktuğ Canbaba da bu sözün hakkını vermeye niyetli olduğunu kitapta bolca ortaya koyuyor. Fantastik edebiyat adına bir şeyler yazacaksanız hayal etmesini de biliyor olmanız gerekir. Az evvel bahsettiğim yeni kitaplarda bunun uygulandığına tanık olmak zor. Birbirine benzeyen serilerle dolu kitap rafları. Esasen çok zor  bir durum olduğunu düşünmüyorum. Mesele özel olmasında, kişiliği olmasında. Örneğin yazar kitapta Bekçi Tavlası diye bir oyundan bahsediyor. Basit mekanikleri olan ancak kitapta geçtiği yer bakımından çok şık duran sağlam bir fikir. Öyle çetrefilli ırk, sınıf, ülke vs. yaratmaya gerek yok. Hayal ettiğiniz sürece sincap boyutlarında bir hayvanı at arabasına GPS olarak kulanmanız mümkün. Kimse de size bunu neden yazdınız diyemez. Hayal gücüne vize yok çünkü…

Solgun Ruhlar Kitabı bize ergenlik dönemindeki bir çocuğun girdiği sorumlulukların altından zorluklara rağmen kalkmayı başardığını gösteriyor. Anlatılan şeyler tabi ki kurgu, ancak ana fikir aynı; hayat zor olmasına zor ancak başarmak senin elinde. Hitap ettiği yaş grubu için beğenilecek bir ana fikir. Özellikle sorunlu bir çağ olarak bilinen ergenlik dönemlerinde çabuk pes eden ve sıkılan genç arkadaşlara duyurulur: Denediğin sürece yapabilirsin!

Son zamanlarda ne okuyacağını bilmeyen ve sosyal medya nedeniyle faydası olmayacak okumalara yönelen bir genç kuşak söz konusu. İnternet yazarlığı furyası sağ olsun ortalıkta yüzüne bakmayacağınız, kağıt israfı olarak nitelemenin gayet yerinde olduğu yayınların sayısı hızla artıyor. Böyle bir piyasada şahsen -ve uygulamalı olarak- önerebileceğim iyi kitaplardan bir tanesi olduğunu belirtmek istiyorum. Klasik eserleri bir kenara bırakalım, genç zihinleri olmayacak arabesk saçmalıklarla doldurmak hayal gücünün özgürlüğünün yanından bile geçemez.

Yazar Göktuğ Canbaba

Yeni Bekçi

Kahramanlarımızı daha olgun, ne yaptığını bilen bir kıvamda okuduğumuz bir macera. Zira bahsettiğimiz üzere olayların geldiği nokta onları sorumluluklarını taşıyabilecek seviyeye getiriyor. Karakterlerin geçirdiği evrim bakımından kitap tatmin edici olmuş. Ena yeni büyüler öğrenmiş, daha bilge. Deniz artık ne yapması gerektiğini biliyor, ona göre hareket ediyor. Bekçi’nin ne manaya geldiğini kavramış durumda. Başlarda yine ezik çocuk triplerine giriyor -açıkçası ilk kitaptan sonra hala mı dedim- ama bir noktadan sonra bunu görmüyoruz. Yeni Bekçi olarak eskisi gibi şaşkın şaşkın ortalarda dolanmıyor. Hele bir yer var ki cidden kitabı okunmaya değer kılıyor.

Biraz da teknik kısımlar. İlk kitapta yer alan font, boyut korunmuş. Mantıklı. Birkaç basit imla hatası dışında sorunsuz bir metin. Akıp gittiğini söyleyebilirim. Çetrefilli kısımlar yok, konudan sapma ya da kopma olmadan bütünlük sağlanmış. Dikkatimi celp eden bir diğer nokta kapak tasarımı. Bırakın genç-yetişkin, çocuk kitaplarını yetişkin kitapları arasında bile bu türde bu yıl gördüğüm en başarılı kapak tasarımlarından biri olmuş. Altında Eren Arık imzası olan tasarım cidden çok iyi.

Bitirirken

En başta dediğim gibi; bu türü genç okurlara alıştırma, sevdirme niyetiyle başladığım bir yazı dizisi Çocukça Fantastik. Burada ası geçen, en sevdiğim kitaplardan biri olarak kesinlikle Solgun Ruhlar Kitabını söyleyebilirim. Doğan Kitap’ın genç-yetişkin fantastik yayınları arasında başarılı bir yerli temsilci. Hitap ettiği yaş grubuna empati imkanı sağlayan yapısı, yaratıcı ögeleri bünyesinde barındıran, heyecan verici kurgusu ile sadece küçüklere değil büyüklere de tavsiye olunur.

Bu yazı, "Çocukça Fantastik" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar