Deadpool – İzlemeyen Kalmasın!
Hugh Jackman ve Wolverine, tokadın büyük kısmını yemiş olsa da gönderme ve laf sokmaların önemli bir bölümü de doğrudan Ryan Reynolds’un kendisine ve Green Lantern filmine yöneltilmiş. Bu noktada filmin adil davrandığını söylemek yerinde olur. Zaten daha filmin açılışında oyuncu, yönetmen ve yapımcı isimlerinin geçtiği yerde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Önce kendisiyle ve tüm kadrosuyla dalga geçmeyi başaran filmde, sonrasında yapılan göndermeler de izleyenlere itici gelmiyor. Hangi filmin başında Yönetmen : Gereğinden fazla para alan herifin teki, Yapımcılar : Bir kaç dallama şeklinde giriş görürsünüz ki?
Tabi göndermelerin tamamı bu iki aktöre ya da Marvel evrenine ait değil. Gerçek dünya, kadro ve daha pek çoğuna ait göndermeler, espriler fark edeceksiniz. Özellikle satır aralarındaki cinsel imaların büyük kısmı gözden kaçabilir. Burada da favorim kendisini ameliyat masasına bağladıklarında “Şifre belirleyelim şifrem şu olsun” (heh halen anlamayanlar var değil mi?) ve Ajax ile dövüşlerindeki rakibinin “Okey lets go with fist (Tamam yumruklarla dövüşelim)” lafına karşılık “Hafta sonunda o işi nasıl yaptığını sormadım” şeklindeki cevabı sanırım izlediğimiz salonda gözden kaçmış olabilir.
Tabi film boyunca Ajax karakterinin esas ismi olan Francis konusunda yapılan espriler bitmediği gibi tüm filmin ana hikayesi bu isim muhabbeti ve bundan doğan karşılıklı nefret üzerine kurgulanmış sayılabilir. Ajax’ın ismini tahmin etmeye çalışırken söylediği ilk isimler de ilgi çekici (Bruce, Scott). Çok ince olan ve sadece çizgi romanları okumuş olanların fark edeceği, burada anlatacağım son gönderme ise kötü adamları pataklarken bir anda tanıdığı “Bob”. Hydra Ajanı Bob, çizgi romanlarda uzun süre Deadpool’un işe yaramaz sidekick’i olarak görülmüştü. Laf arasında Bob’un da oldukça garip ve bir o kadar eğlenceli karakter olduğunu belirteyim. Kene’deki Arthur ve Zagor’daki Çiko karakterlerini biliyorsanız Bob’u biraz tanımış sayılırsınız.
Stan Lee’nin bu kez de muhabbet tellalı/dj olarak görünmesi, Deadpool’un aynı evde yaşadığı yaşlı kadın, Weasel karakterinin diyalogları, Helicarrier yıkıntıları, Careless Whisper’ın girdiği sahne, Marrow’un Weapon-X labaratuvarında göründüğü sahne, film bittikten sonra gelen kısa bölüm ve olası açıklanan karakter (Keira Knightley oynar mı?) ve niceleri…
Gönderme ve esprilerin ucu bucağı yok, filmi izlemiş ancak bir şeyleri kaçırmış olduğunu düşünenleri şuradaki linki okumaya davet ediyorum. Şahsen pek azını kaçırmışım ancak hepsini yakalamak zaten pek olası değil.
Seksizm ve Kadınlar Hakkında
Filmdeki seksizm göndermelerine, bir hatırlatma ile ek parantez açmak istedik. Biliyorsunuz ki densiz feminizlerin (heh sevdim bu lafı) yükselişte olup çok hızlı organize oldukları bir dönemdeyiz. Öyle ki, bazen sokaktaki adamları bazen de milyon dolarlık proje yöneten insanları “Lan acaba hangisini yapsak seksistlik (cinsiyet ayrımcılığı) yapmış olmayız?” şeklinde yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal pozisyonuna sokabiliyorlar.
Bunun en iyi örneğini, Deadpool kötü adamları pataklarken bir noktada yere serdiği kadın karaktere vurmak üzereyken durup “Bir dakika, bunu yaparsam seksist olmaz mıyım” dediği noktada görürüz. Sonrasında da “Ama yapmazsam yine seksist olabilirim” diyerek esas golü atar. Hakikaten vursa mı seksist olur, vurmasa mı bu konuda bilgi verecek feminist arkadaşları yorumlara davet ediyorum.
Bir diğer seksizm göndermesi de Angel Dust‘la Colossus’un dövüştükleri sahnede yaşanır. Çok daha iri, daha korkutucu, metallere bürünmüş erkeğin karşısında, normal görünüşlü bir bayanın dayak yemesinin iyi bir gönderme olmayacağı düşüncesiyle bu karşılaşmanın sonucu sanırım çok önceden belirlenmiş olabilir. Tabi Angel Dust’un göğüslerinin açığa çıktığı sahnede gözlerini çeviren Colossus ve burada dövüşün yön değiştirmesi de enteresan bir anekdot olarak göze batar.
Bu arada dip not olarak belirtmek gerekir ki gerçek bir MMA dövüşçüsü olan Gina Carano harika bir iş çıkartmış. İki karakterin dövüştüğü sahne oldukça fazla temas ve fiziksel sertlik içeriyor. Deadpool/Ajax dövüşüne göre zerafetten yoksun olsa da aynı tadı kesinlikle veriyor.
Yeri gelmişken Colossus’a da değinmek gerekir. Colossus, sitedeki tanıtım yazısında da olduğu gibi çizgi romanların gümüş çağ dönemini çok iyi yansıtan, hatta karikatürize eden bir şekilde canlandırılmış. Bu şekilde bakarsak oldukça sığ olarak görülebilir de ancak bunun da bilinçli olduğu düşüncesindeyim. Zira yaratıldığı dönemin iyi bir örneği olan Colossus, o dönemin tam zıttı olan Deadpool karakterini çok belirgin hale getirmeye yarıyor. Burada tek eleştirim Colossus’un oldukça hantal dövüşüyor olması. Çizgi romanlarda, Bishop’un da bir sefer söylediği gibi “Herkes bilir ki gerçek Colossus rüzgar kadar hızlıdır”. Bu biraz iddialı bir gönderme olsa da Colossus’un hiç bir çizgi romanda hantal olmadığı gerçeğini tekrar hatırlatmak isterim.