Civilization Günlükleri #4- Savaş Zamanı
Son oyunumuzda savaşa girdik, duygusalım biraz, kendimi anca toparlayabildim affedin.
Nerede Kalmıştık?
Son yazımda size söylediğim lafı geri alıyorum. En son ‘Artık pek aksiyon olmaz, savaş pek olmaz. Artık uluslararası topluluklar kurmaya bakacağız.’ dedikten hemen sonra bir savaş patlak verdi. Aslında normalde savaş çıkartacak bir konu değildi görselden de anlaşılacağı üzere. Genelde tüm birliklerimi birlikte gezdiriyorum. Ancak bu durum Etiyopya için tehdit oluşturmuş. Aslında tehdit filan oluşturacak bir durum yok, yani onlar fazla alıngan davrandılar. Birliklerimi gezmeye çıkarmışsam ne olmuş yani. Kendi topraklarında sıkılıyor yavrucaklar, aksiyon yok bir şey yok. Hal böyle olunca dedim ki ‘Biz bu Etiyopya’yı yeriz.’ Hem de ilk yazımda dedim ya ‘Dünya tarihini yeniden yazıyoruz’ diye, Hindistan olarak hem çay hem de kahve diyarı olarak tarihe geçeriz dedim. Etiyopya’yı tarihe gömünce malum Etiyopya kahvesi diye bir şey olmayacak. E kahveyi de birilerinin sahiplenmesi gerekiyor. Haliyle günde en az 5 bardak kahve içen birisi olarak bu ünvanı da gavurlara bırakacak değilim yani. Hal böyle olunca ben de tüm birlikleri gönderdim Etiyopya’ya.
Ancak Etiyopya’yı da hafife almamak lazım arkadaşlar, Etiyopya deyip geçmeyin, bir filli birliğimi yedi o benim. Sonuç olarak Etiyopya’yı tarihe gömemedim, Addis Ababa’yı alamadım, Adwa’yı da alamadım yalnızca Harar ile bu işi kapattık. Eee toprak topraktır, bu da bir şey. Nitekim aslında savaş çıkartılacak bir konu değildi, malum biz de Gandi olarak barış elçisi olarak biliniriz yani ama şu oyun savaşsız geçmesin birlikte bir savaş da görelim istedim. Eh bir de toprağımız oldu fena mı oldu sevgili Kahramangiller.
Savaş Zamanlarında Turizm
Eveet, bu oyunumuzun en önemli gelişmelerinden biri de turizm oldu. Turizm de oyundaki en önemli ekonomi kaynaklarından birisi, haliyle her lider de ister yani turizmini geliştirmek Tamam itiraf edelim Civilization’ın turizmi Tropico’nunki kadar eğlenceli değil ancak yine de iyi bir lider olmak istiyorsanız turizme de yatırım yapın derim ben. Aslında oyunda turizmi de geliştirmek zor değil. Bir ‘Wonder’ diktiğinizde bir sanatçı çıkıyor ortaya ve sanatçının ortaya çıkmasıyla turizm de gelişiyor. Malum insanlar sanatçıyı, eserlerini merak ediyor yani. Nitekim ortaya görselde gördüğünüz eser çıktı.
İlerleme
Öncelikle geçen yazımda şehirlerimize bir göz atalım demiştim. Savaşla bünyemize kattığımız Harar ile toplamda 7 şehrimiz olduğunu belirtmekte fayda var (Nitekim görselde de görebilirsiniz). Açıkçası yapılan yorumlarda 1-2 şehirle ilerlemenin daha iyi olduğu belirtilmiş fakat onun için artık biraz geç kaldık, Pac-Man misali her gittiğimiz yere şehir kura kura ilerliyoruz. Nitekim görselde de görebileceğiniz üzere birliklerimiz de bir hayli çok. Yazık boş boş da duruyorlar olası bir saldırı hali için. Ama Hindistan büyüyen bir güç kolay mı öyle saldırmak ya?!
“Sende önceki yazıda olmayan ne var?” dediğinizi duyar gibiyim. Hemen bir göz atalım. Önceki yazıda ateşli silahlara yöneleceğimi söylemiştim. Aslında tam da ateşli silah teknolojisini açtığımda bıraktım oyunu (Malum savaş yorgunluğu). Önceki yazımda fizik üzerine çalışıyormuşum, henüz çeliği açmamışım, kamu hizmetini açmamışım, drama ve şiiri açmamışım. Efendim, bu el bu bahsettiklerimin hepsini açmakla birlikte, bunlara ilave olarak ‘Şövalyelik (Chivalry)’i de açmışım ve ateşli silahlar üzerinde çalışıyormuşum.
Beklentiler
Oyunumuzu bu yazıda 1400’lerde bırakmışız. Bir kere bir dahaki yazıda en azından 1700’lere, artık uluslararası topluluklar kurduğumuz yerlere girmek isterim. Farkındaysanız bu yazıda komşulardan bahsetmedik, çünkü Etiyopya dışında komşularımızla olumlu veya olumsuz bir ilişkimiz olmadı. Dediğim gibi komşular artık bundan sonra uluslararası oluşumlarda aktif rol oynayacaklar. Bundan sonra da artık topların, tüfeklerin olduğu çağlara giriyoruz. Bize bulaşmasalar iyi olur.
Teknoloji gelişimleri olarak da eğitim, basın, bankacılık ve pusula (Compass) en büyük hedeflerim arasında. Geçen yazıda da eğitim ve pusula yine hedeflerim arasındaymış zaten hedeflerimizden yalnızca kamu hizmetini geliştirebilmişiz.
Şehirler konusunda açıkçası artık tamam olduğumuzu düşünüyorum, daha fazla büyümeye gerek yok sanıyorum (Savaş olmadıkça). Nitekim birliklerimiz de fazlasıyla var, eksiğimiz yok fazlamız var. Zaten her birlikten en az ikişer adet mevcut. Birlik ve şehir konusunda büyümede herhangi bir sıkıntımız yok. Önemli olan doğru teknolojilere yatırım yapabilmekte, lakin oyun esnasında eninde sonunda hepsine yatırım yapacağız çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı görüyorsunuz. O zaman, ateşli silahların bize neler getireceğini hep beraber izleyelim diyorum sevgili Kahramangiller.