Dereceli Takım Oyunlarında Elo (Hell) Sorunu

Adaptasyon Çeşitleri

Yukarıda yazdığım gibi, Elo sistemi aslında çok büyük kalabalıklara uygun değil. Puan enflasyonunu işletecek kadar çok maç yapmak imkansız olsa da, temelde milyonlarca oyuncunun oynadığı; bazıları haftada iki maç yaparken bazıları günde on maç yaptığı için ister istemez bir puan enflasyonu olacaktır. Bu yüzden az maç yapıp kazananlar “overrated” oyuncu durumuna düşecek, yenildiklerinde de etrafa bol bol puanlar saçacaktır.

lol2

Satrançta kullanılan derecelendirmelerin benzerlerini bronz lig, gümüş lig, altın lig gibi isimlerle bilgisayar oyunlarında da görüyoruz. Bunda aslında çok büyük bir fark yok gibi.

Ayrıca milyonlarca kişilik devasa bir liste yerine, benzer rating floora sahip oyuncuları aynı divisionlara sokma işi geliştirdiler ve sanırım bunu ilk yapan da Blizzard’tı. Bunun iki avantajı var. Birincisi, tabii ki oyuncuların 1250000 kişiden 376776’ncı kişi olup “bu ne lan” demesi yerine “Platin II” gibi bir sınıfta, kendi divisionun’da 20’nci kişi olması göze daha hoş görünüyor. Ama bu division meselesinin TAMAMEN kozmetik olduğunu düşünüyorum. Ta ki, lig atlama mevzuuna gelene kadar.

Lig atlama konusunda hangi division’da olduğunuzun eğer önemi yoksa (StarCraft II gibi), olay tamamen görünüşten ibaret. Mesela League of Legends’da üst lige çıkmak için seri maçlara başlanıyor. Bunlar için gereken şey 100 lig puanı (division’da 100 puanımızın olması). Ama bu puanları, çoğunlukla başka divisionlardan oyuncularla kapışarak ediniyoruz. O yüzden, üst liglerde seriye girmeye hak kazanmış kişiler çoğunluğu oluşturabilir. Divisionun sadece bir kısmı seriye katılabilir diye bir kriter yok. Divisiondaki 100 oyuncunun 99 tanesi seri hakkı kazanmış olabilir. Bu durumda divisionlar tamamen şekilden ibaret oluyor. Önemli olan hangi ligde olduğun (platin, elmas vs.). StarCraft II ise, doğrudan kazanma oranınızı ele alıyor ve %50’yi geçmeye başladığınızda sizi yükseltiyor. Kazanma oranı dışında hiçbir şeyi hesaba katmıyor.

rocket

Oyuncuları kendi divisionlarına hapsetmek tabii ki söz konusu olamaz. Sadece 100 kişiden oluşan bir grubun içinde oynamaya kalksaydık, muhtemelen o oyunu hiç oynayamazdık. Çünkü herkes aynı anda online olmayabiliyor.

Divisionlar dışında, aynı liglerin aşamaları var. Bronz V, IV, III, II, I  gibi giden derecelendirmeler var mesela League of Legends’da. En üst lig olan challenger hariç hepsinde beşer seviye var. Bu sayede, eğer liginizin üstlerindeyseniz daha iyi ekip arkadaşlarına denk geliyorsunuz. Ama bu durumun tamamen kozmetik olma ihtimali var ki, bunu da anlatacağım.

Takım Sorunları

Elo sisteminde zurnanın zırt dediği yere gelelim: Takım oyunu. Yukarıda da anlattım, Elo sistemi tamamen kazan-kaybet oranlarına dayalı bir sistem. Kazanırsanız yükseliyorsunuz, kaybederseniz düşüyorsunuz. E iyi de, yanımıza bilgisayarının başında durmayan adam gelirse? Ya da matchmaking karşı tarafa daha iyi adam koyarsa? (ki koyuyor da.)

heroes

Takım oyunları işbirliği ve iletişime çok ihtiyaç duyan şeyler. Sadece iyi oynayarak oyun bir yere kadar taşınabilir. Tek başına her maçı taşıyarak en üst liglere çıkan takım oyuncusunu ben duymadım. Neden mi? Çünkü zaten iyi bir oyuncu olsa bile, eğer ki alt liglerde pes ettirecek kadar kötü eşleştirmelerle oyundan bezdirilirse üst liglere gelemiyor. Belli bir noktaya kadar taşıyacak sabrı gösterirse ya da bu kadar şanslıysa bu sefer kendisi gibi adamlar denk geliyor ve ancak o zaman oyunun asıl zevkli kısımlarını görmeye başlıyor.

Oyuna her gün onlarca saatini veremeyecek olan, ama kötü de oynamayanlar, hem eşleştirmenin galibiyet/mağlubiyet oranına göre belirlenmesinden hem de SADECE bunlara bakmasından dolayı gerçekten de kötü olan oyuncularla aynı ligde olmak zorunda kalıyor. Potansiyeli olan oyuncular bile, günde dört-beş saatini harcamadan iyi bir noktada yer alamıyor. Bunda Elo sisteminin ve eşleştirmelerin rolü çok büyük.

Yorumlar