Boku no Hero Academia – Kahramanlığın Yolu Buradan Geçiyor

Yeni bir manga serisi daha Türkçe olarak piyasada yerini almışken hakkında yazmamak olmazdı. Genelde Amerika dolaylarından gelen çizgi romanlarda okumaya alışık olduğumuz bir tema var elimizde. Süper güçlere ya da sermayelere sahip abilerin, ablaların olduğu serilerden bahsediyorum. Mangalarda görmeye alışık olmadığım bir konsept. Yakın zamanda ülkemizde yayına başlayan One Punch Man konuya en yakın örnek. Bu yazıda da elimizde aynı temayı biraz daha farklı kullanan bir yapım var. Boku no Hero Academia adlı mangada Izuku Midoriya’nın çocukluk hayalinin bir takım şanssızlık sebebiyle ertelenmesini ve bunun için verdiği mücadeleyi okuyoruz.

Kohei Horikoshi’nin kaleminden çıkan manganın anime adaptasyonu olduğunu hatırlatarak devam ediyorum. Hatta söz konusu animenin ikinci sezonu da Mart ayı sonunda başlayacak. Kariyerinin başlarında genelde one shot denilen tek atımlık işler yapmış Horikoshi. 2014 yılında çizmeye başladığı Boku no Hero Akademia sanatçının usta işi eseri. Tabi şimdilik. Zira genç sanatçının ilerleyen yıllarda daha iyi işlere imza atması işten bile değil.

Lafı daha fazla uzatmadan konuya giriyorum:

Neler Oluyor Hayatta

Mesela şöyle oluyor; Çin’de ortaya çıkan bir anomali bütün dünyaya yayılır ve insanlar doğa üstü güçlere sahip olur. Kimisi saatte yüz elli kilometreden hızlı koşabilirken bir diğeri yer çekimini ortadan kaldırabiliyor. Hal böyle olunca birbirinden farklı yeteneklere sahip olan insanların en çılgın hayalleri yavaş yavaş gerçeğe dönüşür. Tahmin edileceği üzere ana karakter Izuku Midoriya bu güçlerden yoksun olarak doğar, hayatına devam eder.

Evrimin bir cilvesi sebebiyle doğuştan süper gücü olmadan yaşar Izuku. Etrafındaki hemen herkesin özel bir yeteneği varken sıradan insan olmak zorunda kalır. Ancak Izuku’nun hayatta istediği tek şey kahraman olabilmek. Bunun içinde lisede süper kahraman eğitimi veren bir okula devam etmesi ve başarıyla mezun olması gerekir. Bahtsız bedevi olduğundan şanssızlık diz boyu. Daha birinci dakikada golü yer; okula -mangadaki ismiyle- özgünlüğü olmayan kimse kabul edilmemektedir. Bunu bilmesine rağmen hayalinden vazgeçmeyen adamımızın şansı en sonunda yüzüne gülmeye başlar. Dünyaca ünlü, birçok insanın rol modeli olarak gördüğü bir kahramanın işe karışması ile hayallere gerçekliğin kapılarını aralar.

All Might adındaki şov yapmayı seven ciddi anlamda güçlü bir kahraman, tabiri caizse Izuku’ya “el vermek” ister. Şehrin göbeğinde yaşanan bir olay sebebiyle bu kendisi küçük ama kalbi büyük adamdan pekala süper kahraman olabilir diye düşünür. Kahraman olmak için süper güçlerden önce kahramanlara yakışır bir kalbin olmalıdır. Kahramanlığın mottosu budur. Kimsenin cesaret edemediği şeylere gönüllü olmak, elinden geleni yapmak gerekir. Hayatı boyunca başka bir şeyin hayalini kurmayan Izuku’nun artık tek yapması gereken var gücüyle çalışmak. Normal insanlardan çok daha fazla çalışmak. Hayalindeki okula girebilmek ve amacına ulaşmak için çok az zamanı ama yapması gereken çok fazla şey var.

Dünyanın en ünlü süper kahramanı size “Kahraman Olabilirsin!” dediği zaman olabilirsiniz. Yeter ki bu iş için gerekli cesaretiniz ve inancınız olsun. Herkesten çok çaba sarf ederek inandığınız yolda hakkınız olanı alın. Boku no Hero Academia bunun hikayesi…

Azmin Zaferi

Evet, olayı tam olarak bu iki kelime ile özetleyebiliriz. Son bir iki yılda popülerleşmeye başlayan bir alt tür olarak düşünebiliriz süper kahraman shonen’leri. Daha evvelinde okuduğumuz ve izlediğimiz shonen yapımlarda doğaüstü olaylar ya sürekli bizimleydi ya da bir şekilde fantazyaya dahil oluyorduk. Doğaüstü olaylarla iç içeydik ve dünya da ona göre dizayn edilmişti. Burada ise gerçek dünyada özel güçlerle kahramanlık yapıp maceradan maceraya koşma vaadi var. Elin oğlu bunu zaten yıllardır yapıyor diyecek oluyoruz. Ancak Japon sanatçıların yakın zamanda tercih ettiği bir konsept olduğu için dikkat çekiyor haliyle. Bu arada ilk saydığım kuşkusuz daha fantastik şeylere zemin hazırlıyor. Ancak ikincisi daha farklı ve alışılmışın dışında bir manga deneyimi vadediyor. Farklı bir şeyler denemek isteyenlere eğlenerek okuyacakları bir alternatif.

Ana karakter alıştığımız özelliklerin hepsine sahip: Genç, öğrenci ve utangaç. Utangaç olma durumu öğrenci olmasından kaynaklı. Kız olsun erkek olsun genelde bu şekilde tasarlanıyor. Ancak burada üstüne bir de süpersonik seviyede talihsizlik ekleniyor. Izuku Midoriya insan evriminin bir cilvesi sonucunda özgünlük sahibi olmadan doğuyor. Benzeri diğer yapımlara oranla bu nokta çok hoşuma gitti. Bir çok yapımda ana karakterin hayallerine ulaşması için benzeri bir engel gördüğümü hatırlamıyorum. Hatta kimisi istemeden bir takım güçlere sahip oluyorlardı ve beraberinde sorumluluklarda geliyordu. İstediklerine ulaşmak için çaba harcama olayı elzem, bunda hemfikiriz. Izuku Midoriya’nın şanssızlığı açıklaması olmayan, anlaşılamaz şeylerle alakalı değil. Tam tersine bilimsel bir gerçekliğin hayallerine engel olması durumu söz konusu. Elbette ortalıkta süper kahramanlar cirit atıyor ne mantığı değil mi. Değil, en azından benim için. Tutup da “kısmet değilmiş” demekten daha iyi böylesi.

Yaratılan dünya içerisinde normal olma durumunun tanımı değişiyor. Parmakla gösterenler ucubeler, gösterilenler sen ben gibi sıradan insanlar. Zaman geçtikçe bu durum kitlelere iyice yerleşiyor. Öyle ki, süper yetenekli olanlar toplumun alışkanlıklarını yeniden şekillendiriyor. Kimisi adaletin yanında olurken kimisi kendi çıkarları için kullanıyor. Olması gereken zaten bu. Sıradan vatandaş ise günlük hayatını buna adapte ederek yaşamaya çalışacak. Marvel ve DC yapımlarında gördüğümüz toplum düzeni haliyle burada da mevcut. Boku no Hero Academia’da fark katan nokta tam da bu akademi kısmı. Kahraman olmak isteyenlere kalifiye eğitim veren kurum -belki de kurumlar- var. Serinin isminden anladığımız üzere de konu bu akademide yaşananlara, öğrenciler arasında yaşananlara odaklanıyor.

Yeni Nesil Aksiyon

Kohei Horikoshi hayal gücü yüksek bir mangaka. Daha önceki işlerinde de çok başarılı hayali dünyalar kurgulayıp bu dünyalara uygun karakterler yaratma konusunda gayet iyi işler çıkartmış. Çizdiği serilerin çoğu kısa süreli yayınlanmış olsa da kalemi takip edilmeyi hak ediyor. Bu seride de karakterlerin çizimlerinden başlayalım. Shounen serilerin şanındandır karakter tasarımlarında özgün ve yaratıcı olmak. Hele işin içinde süper güç varsa iş daha da güzelleşiyor. Aykırı ve farklı tasarımlar elzem hale geliyor. Burada da bolca yaratıcılık ve bir çeşit sevimlilik görüyoruz. Ana karakter olmak üzere bazı karakterler gereğinden fazla sevimli duruyor. Ortalık her an savaş alanı olabilir ve böyle tatlı tatlı harcarlar sizi, benden söylemesi. Genel itibariyle karakterlerin çizimleri başarılı olmuş. Özellikle sahip oldukları kişilikler ile uyumlarına da artı puan yazıyorum.

Çizimlerin geneli ise okuyucu dostu bir şekilde hayata geçirilmiş. Göz yormayan, okurken sorun çıkartmayacak şekilde sade ve anlaşılır. Şimdiye kadar çok fazla aksiyonlu sahne görmedik. Adrenalin düzeyi yükselince durum ne olacak bilemiyoruz ama sorun olacağa benzemiyor. Esasen devam eden ciltlerde neler olacak bayağı merak ediyorum. Zira ilk cilt tam konuya giriyorduk ki bitti. İnsanın iştahı kabarıyor haliyle.

Son Olarak

Süper kahraman mangası olarak piyasada yerini alan seri, nispeten yeni sayılır. Bu konuya biraz değinmek istiyorum. Ülkemizde yayınlanan manga serilerinden bir kısmı hala popüler olan ancak “yeni” kimliğini kaybetmiş yapımlardan oluşuyor. Ancak son yılda yayınlananlara baktığım zaman yeni diyebileceğimiz serilerin piyasada yer almaya başladığını görüyoruz. Manga okuyan, takip eden kitlenin çoğunluğunu genç okurlar oluşturuyor. Çoğu seriyi daha piyasaya çıkmadan yalamış yutmuş, üzerine daha nice yapımları aradan çıkartmış iştahlı bir okur kitlesinden bahsediyorum. Haliyle istekleri genel manada yeni ve güncel yapımlara yönelik oluyor. Tabi ki belli serilerin yayınlanması bir yerde boynumuzun borcu durumu. Ancak yeni yapımlar okuyucunun daha çok ilgi göstermesini sağlıyor. Ajin ve Tokyu Gûl buna güzel birer örnek.

Yazının ilk bölümlerinde söz konusu manganın anime versiyonundan bahsetmiştim. Henüz izleyemedim, ancak benim gibi merak edenler sitemizde daha evvelden yazılmış inceleme yazımıza göz atabilirler:

En Büyük Kahraman Olma Yolunda: Boku No Hero Academia

Keyifli bir okuma vadediyor Boku no Hero Academia.  Eğlenceli konusu, ilgi çekici karakterleri ile ön plana çıkan yapım Gerekli Şeyler’in çevirisi ile okurla buluşuyor. Süper kahramanlar sadece Amerika’da aktif görevde değil. Ta Japonya’da bunun okulunu kurmuş adamlar. Eğitimli kahraman yetiştirip topluma kazandırıyorlar.

Bu yazı, "Gerekli Şeyler Manga Koleksiyonu" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar