Halkın Kahramanları’nın Yazar/Çizeri Ufuk Mehmet Yücelen ile Söyleşi

-Algılama farkı zaten kendi çizgi romanlığının farkındaydı ve çizgi romanlığını hevesle yansıtıyordu. Fakat “Halkın Kahramanları” bunu bir adım ileri götürüp, karakterlere de yansıttı. Bizzat karakterler çizgi romanda yaşadıklarını bilerek hayatlarına devam ediyorlar. Bu edebi deneysellik herhalde bağımsızlığın bir lütfudur? Buyrun biraz da bundan söz edelim.

Karakterlerin bir çizgi roman içerisinde yaşayıp gittiklerini kabullenmeleri kolay olmuyor aslında, halen bu konuda farklı teoriler ileri sürüyorlar, ben olsam ben de kondurmazdım, başka açıklamalar üretirdim. Paralel evren teorisi ortaya attılar, çizer, çizgi roman sayesinde onların evrenine bulaşabiliyor, akışı etkiliyormuş. Ve oldukça kızgınlar çizere. Bir ellerine geçirseler…

Bunun bir “edebi deneysellik” olduğunu hiç düşünmemiştim. Yine farkında olmadığım bir nokta.

Baya manidar

Baya manidar

-Halkın Kahramanları – 1 nasıl ortaya çıktı az çok belli oluyor. Eserin kendisi bu konuda çok açık, adeta zamanlaması manidar. Peki aradaki on yıllık süreçte neler oldu yazarın hayatında neler değişti.

O ara yazarın bir oğlu oldu 2006’da ve sanırım bu onun artık büyümesine yol açtı…
2003’ten 2013’e kadar çizgi romanla neden uğraşmadığımı bilmiyorum. Herhalde öncelikler nedeniyle ya da gerçekten hiç zaman yoktu.

2013 Haziranı ise aslında hepimizin büyümesine yol açtı. Hem sokaklarda, hem internette o “uykudan uyanış” psikolojisiyle üzerimize düşeni yapma arayışındayken, gündemdekilerden ortaya çıktı senaryo. İlk bölümü yaparken mesela; beş sayfa sonra neler olacağını ben bile bilmiyordum. Gerçekten, siyasi liderler nasıl oluyor da süper kahramana dönüşmüş, gökyüzünde savaşabiliyorlardı? Tüm Beşiktaş halkı neden yiyeceklerini çöpten aramak zorundaydı? Karanlık bastıktan sonra sokakta yakalanan herkesin kafası neden kesiliyordu? İtiraf ediyorum, o zaman ben de bilmiyordum. Ancak zamanlamanın “manidar” olduğundan emindim.

HALKIN KAHRAMANLARI 002 002_s

-Halkın Kahramanları – 2 o siyasi tonu geride bıraktı, yine daha nostalji tınılı bir yöne döndü. Bu bilinçli bir tercih miydi?

Birinci kitap öyle bir yerde bitti ki, ikinci kitaba ya hiç başlamayacaktım ya da karakterlere verdiğim sözü tutup, hayatlarına baştan başlayacakları yeni bir çizgi roman sunacaktım. 30 yıl öncesine geri gidilmesi, bir nostalji gerekliliği doğurdu. Yeni bölümler ilerledikçe, hikayenin bir öncekine nazaran daha sert bir siyasi ağırlık kazanacağını söyleyebilirim.

 -Halkın Kahramanları için belli bir son var mı? Yoksa gittiği yere kadar devam edecek mi?

Bunu gerçekten bilmiyorum, bilseydim bu heyecanı duymazdım. Belki bağımsızlığın bir lütfu da bu.

Aslında Uzun Hikaye’nin websitesine gidin, ve oradaki web-çizgi romanları okuyun. Konu akışının, diyalogların içerdiği metayı anlatmaya kelimeler kifayetsiz. En iyisi yaşayarak görmek.

Aslında Uzun Hikaye Websitesi

Yorumlar