Anekdotlarla Quicksilver

• Quicksilver hiç bir zaman Cyclops ya da Kaptan Amerika gibi tek bir grubu temsil eden, poster-boy bir karakter olmamıştır. Şimdiye kadar Magneto’nun kurduğu Brotherhood of Evil Mutants, Avengers, X-Men’in bir kolu olan X-Factor ve önümüzdeki yıllarda sinemada izleme şerefine erişeceğimiz Inhumans’ta hizmet vermiştir.

Crystal, Pietro ve Luna.

• Evliliğinden bahsetmemiş miydim? Sentinellerle yaptığı bir savaşın ardından ağır yaralanan Pietro’nun hayatı, Inhumans’ın bir üyesi olan Crystal tarafından kurtarılır (Crystal ile çizgi roman okuyucusu olmayan Marvel takipçilerinin tanışmasına bir kaç yıl daha var). Çift, kısa bir süre içinde evlenir. Bunun ardından Quicksilver, uzunca bir süre Inhumans’la birlikte Himalaya Dağlarında kurulu Attilan adlı şehirde yaşayacaktır. Crystal ve Pietro’nun Luna isimli son derece şirin bir kızları dünyaya gelmiştir.
• Pietro ve Wanda’nın babası Magneto’dur. Magneto ve ikizler, bu bilgiyi 1982’de yayınlanan Vision & Scarlet Witch #4’te Pietro ve Crystal’ın kızları Luna’nın doğumundan sonra öğrenmiştir.

Magneto torununu ilk kez kucaklarken.

• Pietro, 1964 yılında Jack Kirby ve Stan Lee tarafından ilk yaratıldığında kızkardeşine karşı o yılların Amerikan aile yapısında sıkça görülen türden (Bizde hala öyle ya, neyse), aşırı korumacı ve kıskanç kardeş tiplemesi olarak düşünülmüştür. Ancak zaman değiştikçe bu ilişki tuhaf yorumlanmaya açık hale gelmiş, bu yüzden de iki kardeş de evlendirilerek birbirlerindne uzaklaştırılmıştır. Gel gelelim, 2002 yılında Marvel’in alternatif bir evreni olan Earth 1610, yani Ultimate evreninde ikizlerin ilişkisi ensest olarak anlatılmıştır. Şahsen bunu çok rahatsız edici bularak protesto ediyorum. Zaten Ultimate evreninin de suyu çıkalı çok oldu.

Ne gerek vardı şimdi buna?

• Pietro, Marvel’in standart evreni olan Earth 616’da akli dengesini yitirmiş olan Wanda’yı tüm gerçekliği değiştirmesi için ikna etmiş ve House of M adı verilen alternatif evren oluşturmasını sağlamıştır. Olaylar toparlandığı zaman ise Earth 616’da tüm taşlar yerinden oynamıştır. Pietro’da kızkardeşinin kendisine verdiği bir ceza olarak güçlerini kaybetmiştir.
• Pietro, giçlerini geri kazanabilmek için sadece Inhuman’ların kullanma izni olan Terrigen Sisi’nin solumuş ve zamanda kısa süreli atlama gücü kazanmıştır. Daha sonra bu gücü de kaybederek eski gücünü geri kazanmış ve tekrar kahramanlık yapmaya geri dönmüştür (Çok uzun hikayeler bunlar, Merak ediyorsanız House of M’in ardından yayınlanan “Son of M” serisini okuyun).

Beyazperdeye Bir Quicksilver Yetmedi mi?

Marvel Sinematik Evreni ve Karakterlerin Film Hakları konulu detaylı bir yazı yayınlamıştık. Quicksilver ve kızkardeşinin durumunu burada özetlemem gerekirse: X-Men’in yayın haklarına sahip olan Fox, Quicksilver’ı “X-Men’in Düşmanı”, Avengers’ın yayın haklarına sahip olan Marvel Studios ise “Avengers Üyeleri” kontenjanını kullanarak beyazperdeye taşıdı.

Evan Peters ve Aaron Taylor-Johnson. Nasıl bir bolluk varsa,

X-Men tarafında American Horror Story’nin her bir sezonunda birbirinden ilginç karakterleri canlandırmış Evan Peters, Avengers tarafında ise ünlü çizgi roman Kick-Ass’in iki sinema uyarlamasında da başrol oynamış Aaron Taylor-Johnson var. Hemen burada Quicksilver’ı canlandıran iki oyuncunun da Kick-Ass filminde rol almış olması da belirtmem gereken güzel bir anekdot!

Böyle konularda kıyaslama yapmayı pek seven biri değilim. Ancak X-Men’deki Quicksilver gerçekten sempatik yorumlanmış bir karakterdi. Eğer ki çizgi romanlardan tanıdığınız Pietro’nun yukarıda saydığım karakter ve fiziksel özelliklerini arıyorsanız Aaron Taylor-Johnson’ın canlandıracağı Avengers Quicksilver’ını muhtemelen daha çok seveceksiniz. Ancak hem daha önce izleyiciyle buluşmuş olması, hem de hatırlatmama bile gerek olmayan o efsane “zamanı durduracak kadar hızlı hareket etme” sahnesiyle Evan Peters’ın canlandırdığı Quicksilver’ın şimdiden hepimizin gönlüne taht kurduğu bir gerçek.

Aaron Taylor-Johnson ve Evan Peters, Kick-Ass’ten bir sahne.

Son olarak şunu da ekleyeyim: Filmlerdeki ve çizgi romanlardaki yorumlar farklı olabilir. Fanlar genelde referans noktası olarak çizgi romanları alır ve beyazperdede gördükleri yorumlanmış karakterleri acımasızca eleştirir. Oysa ki çizgi romanlar konusunda biraz bilgisi olan herkes sinema ve çizgi roman evrenlerinin birbirinden farklı olduğunu, hatta bu çoklu evren olayının çizgi romanlarda sürekli işlendiğini bilir. Dolayısıyla bırakın çizgi romandakinden farklı olmasını, Sinemada farklı iki stüdyonun çektiği aynı karakterlerin bile farklı olacağını kabullenmek gerek.