Öfke, Nefret, Şiddet Ve Çift Taraflı Işın Kılıcı – Star Wars: Darth Maul

Adamı tek filmde çok çabuk harcadılar. Sonra animasyonlarda hakkını vermeye çalışsalar da en başta öldürmekle yanlış yaptılar.” Star Wars konuşulan bir ortamda birinin ağzından Darth Maul ismi çıkar çıkmaz arkadan yapıştırılan bu cümleler karakterin ekranda göründüğü kısacık sürede ne kadar sevildiğine dair işaret. Bu kadar sevilmesi ve ilgi görmesinden dolayı da yüzümüze Darth Maul içerikleri vurulmaya devam ediyor.

İlk bilmeniz gereken şey bu seri Star Wars canonu. Legends ve canon’un ne olduğunu artık uzun uzun anlatmam gerektiğini düşünmüyorum. Epeydir dile getirilen bu iki kavramın neler olduğunu artık biliyorsunuzdur diye tahmin ediyorum. Bu serinin ilginç yanlarından biri ansiklopedik bilgiler veren, kısa hikayeler anlatan Star Wars kitapları veya ana çizgi roman serisindeki Yoda’s Secret War sayılarında anlatılan Usta Yoda hikayesi dışında yeni canon’un kronolojik olarak başlı başına çıkan ilk eseri olması. Legends kısmında kalan hikayeler The Golden Age of the SithThe Fall of the Sith Empire gibi çizgi romanlarla filmlerden binlerce yıl öncesine kadar uzanıyordu. Yeni bebek canonumuzda Star Wars: Darth Maul ile Episode I‘den kısa süre öncesine gidiyoruz.

Bir Usta Ve Bir Çırak

2017 yılında Marvel‘den beş sayı olarak çıkan, Cullen Bunn (Deadpool Kills the Marvel Universe, Night of the Living Deadpool)’un yazdığı ve Luke Ross (Star Wars: The Force Awakens Adaptation)’un çizdiği Star Wars: Darth Maul‘da karakterin Jedi’lere karşı öfkesini, hırsını ve intikam arzusunu gördüğümüz hikaye bunların etrafında dönüyor. Henüz tek parça olduğu zamanlarda, eğitiminin tamamlandığını düşünen Darth Maul, gölgelerde beklemekten sıkılmış, Jedi’lerden intikam alma ve kendini onlara karşı kanıtlama zamanının geldiği görüşünde. Onlarla yüzleşmek için sabırsızlanan Maul ilk sayının başında nasıl eğitimli ve vahşi bir katil olduğunu da rathtarlara karşı verdiği mücadeleyle bize gösteriyor. Sonrasında kuduz köpeğini tasmayla zapt eden sahip gibi ustası Darth Sidious oyalanmasını ve biraz da olsa öfkesini kontrol altına almasını sağlamak için tasmasını salıp onu Galaktik Cumhuriyet’ten gizli işler çeviren müttefikleri Ticaret Federasyonu’na yardıma yolluyor. Görevini tamamlarken öğrendiği bilgi Zabrak dostumuzu bir Padawan’ın peşinden, efendisinden gizli bir maceraya çıkarıyor.

Jedi Nefreti

Sayıların kalite olarak yükselen bir grafiği var. İlk sayı çoğunlukla Maul’un iç sesini okuyoruz. Bu monologlarda Jedi’lere olan hiddeti, kendini onlarla karşılaşmak için nasıl hazırladığı, nasıl eğittiği dışında bir şey yok. İç sesiyle karakterin derinine inilmek istenmiş ama bu karaktere bir boyut katmıyor çünkü anlattığı şey tekdüze. İlk sayı sonuna inanılmaz gerekli olan, Chris Eliopoulos ve Jordie Bellaire tarafından Probe Droid Problem adında, The Phantom Menace zamanında geçen, kısa, sevimli bir droid hikayesi konmuş. Vahşi bir Sith Lordu’nun anlatıldığı çizgi romanın sonuna arkadaşlık, dostluk mesajları veren 3-4 yaş seviyesi bir hikayenin konması bana çok saçma ve gereksiz geldi.

İkinci sayı daha fazla hikayeye girmeye başlamamız ve ortaya çıkan bounty hunter grubu ile ilk sayının üstüne çıkıyor. İçinde tanıdığımız ve sevdiğimiz bounty hunterlerin de olduğu bu grup serinin en iyi yanlarından. Üçüncü sayı da grafiği bozmayarak ilk iki sayıdan daha iyi oluyor ama bu üç sayının da tatmin edici olmadığını söyleyebilirim. Dördüncü sayıya geldiğimizde nihayet beni yakalamayı başardı. Çizgi romanlar sona yaklaştıkça biraz daha ilgi çekici bir hal alıyor. Maalesef tam anlamıyla keyif almaya başlamak için üç sayı sabretmem gerekti. Beşinci sayıyla da fena olmayan bir finalle mini seriye noktayı koyuyor.

Zaten Tanıdığımız Maul

Darth Maul The Phantom Menace‘de derinliği olmayan ama çok havalı görünen bir karakterdi. The Clone Wars ve Rebels serilerinde  karakter derinleştirildi ve çok iyi işlendi. Bu iki animasyonun yaptığını çizgi roman ile devam ettirecekler diye düşünmüştüm ki hayal kırıklığına uğradım. Maul’un kökeni, zorlu eğitimleri, büyük, mutlaka bilinmesi gereken bir hikaye anlatılmıyor. Kısacası merak ettiğimiz yeni canona pek bir şeyler katmıyor. Genel olarak gözümüze sokulan şey Jedi’lara karşı hissettikleri ve kendini kanıtlama arzusu. Maul’un hemen her cümlesi bunlar üzerine.

The Phantom Menace’de artık gölgelerden sıyrılıp ortaya çıkma vakti geldiğini ve intikam isteğini “At last we will reveal ourselves to the Jedi. At last we will have revenge.” cümleleriyle zaten anlatıyor. Bu seride Jedi’lere karşı hissettiklerinin benzerini Rebels’te Sith’lere karşı hissediyor. Orada da ne kadar kindar ve takıntılı olabileceğini gördük. Yani bu beş sayı bize karakterin görmediğimiz taraflarını gösterip üzerine yeni bir şeyler koymuyor. Merkezinde Maul olan bir hikaye anlatmak istemişler sadece.

Disney, Darth Maul’uyla ilgili bir hikayede görmek isteyeceğimiz şeyler karakterin karanlıkta kalan kısımlarının farklı noktaları olurdu. Kimi ilk filmden sonra nasıl hayatta kaldığını, kimi The Clone Wars ve Rebels arasında neler yaşadığını, ben de dahil olmak üzere geri kalanlar ise Nightbrothers‘i, Sidious’un onu bulmasını, sert eğitimlerini ve kişiliğinin oluşmasını görmek isterdi. Ama anlatılabilecek hikayeler içinde hayranların yüzeysel bir Darth Maul ve Darth Maul hikayesi görmek istediğini sanmıyorum.

Ross & Woodard İşbirliği

The Phantom Menace havası, bazı cool anlar, ışın kılıcı, aksiyon ve bounty hunterların kattığı tat serinin güzel tarafları. Bir diğer güzel kısmı ise çizimler ve renklendirmeler. Luke Ross’un çizimleri genel olarak iyiydi. Yüz buruşturduğum bir kaç panel dışında çizgi romanları renklendiren Nolan Woodard (All-New X-MenUncanny X-Men, Planet of the Apes) ile birlikte iyi bir iş çıkardıkları görüşündeyim. Ross’un ayrıntılı mekan ve detaylı karakter çizimlerini beğendim. Özellikle Nar Shadda’daki çizimler ve renklendirmeler ayrı güzeldi. Woodard’ın verdiği karanlık hava parlak renkler kullandığı panellerde bile bozulmuyor. Bu karanlık ve kasvetli havanın Darth Maul’un çizgi romanlara yansıması olduğunu ve seriye çok yakıştığını düşünüyorum. Ayrıca farklı gezegen ve mekanlarda farklı renkler kullanılması, her mekanın kendi tonları olması o yerlere bir kimlik kazandırmış. Ross ve Woodard görsel olarak güçlü ve keyifli beş sayı okumamı sağladı.

Karakteri tek boyutlu ve yeni bir şey katmadan bize sunmaktansa çizgi romandaki motivasyonu yanına karakterin farklı boyutları eklenebilir ve ustasıyla ilişkisi daha derin işlenebilirdi. Böylelikle Star Wars: Darth Maul çok daha iyi bir seri olabilirdi. The Clone Wars ve Rebels’in cesaret edip daldığı derin sular yerine sığ sularda güvenli şekilde yüzülmeye karar verilmiş ve ortalama bir Star Wars çizgi roman serisi ortaya çıkarılmış. Darth Maul veya aksiyon olsun yeter diyenler tatmin olabilir fakat yeni canon Maul’u ve Star Wars evreninden küçük parçacıklar keşfetmek isteyenler muhtemelen benim gibi düşünecektir.

Çizgi romanlar Türkçe’ye çevrilmedi ama İngilizce olarak Türkiye’de bulunabiliyor. Yurt dışından da ciltli veya fasikül olarak Amazon, eBay  vb. sitelerden bu mini seriye ulaşabilirsiniz.

Yorumlar