Enginlik’e Devam Ederken – Caliban’ın Savaşı

Seri takip etmek güzeldir, ben epey severim. Dizileri, filmleri, kitapları… Karakterlerin bazen basit diyebileceğimiz statülerden yavaş yavaş yükselmelerini bazen de düşüşlerini görürüz. Enginlik serisindeyse Holden’ın bir işçi konumundan Güneş Sistemi’nin kimine göre en büyük teröristi, kimine göreyse kurtarıcısı olmasını gözlemliyoruz. Ama ne macera?! Serinin ilk kitabı olan Leviathan Uyanıyor‘u okuduğumda merak unsuru beni son 150-200 sayfada epey sarmıştı. Kitap biter bitmez de serinin ikinci kitabı olan Caliban’ın Savaşı’na başlamıştım.

Caliban’ın Savaşı

Caliban’ın Savaşı, Leviathan Uyanıyor’dan çok daha heyecanlı bir şekilde başladı. İlk kitapta bitiş okuyucu olarak beni tatmin etmişti. Hem güzel bir bitiriş olmuş, hem de ikinci kitap için bir konu açmıştı. O açıdan epey başarılı bulduğumu söylemeliyim. Bu sebeple ikinci kitaba başlarken büyük beklentilerle başladığımı da belirteyim. Ha, kitap beklentimi karşıladı mı? Bu soruya cevap vermek ne denli doğru olur bilmiyorum. James S.A. Corey ikilisi kitaplarında Arap atını örnek alıyor gibi. Kitap ilk 200-300 sayfa arasında bir sürü olay olmasına rağmen anlatımdan kaynaklı olarak biraz durgun geçiyor. Kötü değil ama yaşanan epik olaylardan heyecanlanamıyordum. Ama kitabın ortalarına geldikten sonra gerçekten de olaylar Arap atı gibi birden açılmaya başlıyor ve hızını alamıyoruz. Gene en büyük rahatsızlığım, karakter üzerinden dönen hikayenin bölümlerinin çok kısa olması. James S.A. Corey her bölüm bitirişinde bir heyecan unsuru yaratmak istemiş ama bazen değil heyecan, bıkkınlık yaratıyorlar. Düşünsenize izlediğiniz bir dizi her 15-20 dakikada, heyecanlı sayılabilir bir noktada bitiyor. Her bölüm… Ama her şeye rağmen kitabın sonu beni epey mutlu etti, şaşırttı, ismini koyamadığım bir kaç duygu daha…

Kitabın orijinal kapak illüstrasyonu. Serinin ilk iki kitabını İthaki çok daha farklı bir tasarımla piyasaya sürmüş.

Kitabın orijinal kapak illüstrasyonu. Serinin ilk iki kitabını İthaki çok daha farklı bir tasarımla piyasaya sürmüş.

Caliban’ın Savaşı‘nda ilk kitaba nazaran çok daha iyi olan bir şey var; üslup. Belki çeviriden diye düşünüp kitapların çevirmenlerine bir göz attım ama hayır, ilk iki kitabın da hatta şimdiye kadar basılı olan 3 kitabın da çevirmeni Cihan Karamancı. Demek ki çeviriden değil de, James S.A. Corey ikilisinin üsluplarında bir tık daha öteye gittikleri anlamına geliyor. Kitabın kurgusu da ilk kitaba nazaran çok daha iyi diyebilirim. Akış bu kitapta birden çok karakter üzerinden dönüyor ve kurgu 4 karakter üzerinden daha rahat bir şekilde ilerliyor. Bu 4 karakterin bir araya gelişi ise neredeyse kitabın son 200 sayfasına denk geliyor.

Enginlik Serisi’nde Galaksimiz

Enginlik Serisi’nde Güneş Sistemi birden çok gezegen tarafından yönetiliyor, Dünya, Mars, Asteroit Kuşağı ve bazı uydular hatta uzay istasyonları… İlk kitapta Asteroit Kuşağı (Kuşak) hakkında yönetimsel olarak fikirlere sahip olduk. Özet geçmek gerekirse; Kuşak birden çok uzay istasyonundan oluşan bir bölge ve bu istasyonların nufusları çeşitlilik gösteriyor. Örneğin, Eros’da 1.5 milyon insan yaşarken, Ceres’de çok daha fazlası yaşıyor. Her istasyonun da kendisine has hükumetleri bulunuyor ancak bu hükumetler Birleşmiş Milletlere yani Dünya’ya bağlı. Her ne kadar hükumetlerin yasal olarak bir yönetim hakları olsa da, halkın büyük bir kısmı bu hükümetin tarafında değil de; Kuşak’ın da bir bağımsız gezegen statüsünde olması gerektiğini savunan DGİ isimli bir örgütün tarafında. DGİ her ne kadar Dünya ve Mars tarafından terör örgütü olarak kabul edilse de, yaptıkları eylemler tam aksine bir hükümet gibi çalışıyor. Uzay korsanlarıyla savaşıyor, halkına destek sağlıyor, hatta kriz durumlarında genellikle Dünya şirketlerine ait polis birliklerinden daha çok görev alıyorlar. DGİ aslında bayağı bildiğimiz devrimciler. DGİ’nin yönetim merkezi ise Tycho İstasyonu ve başındaki adam da Fred Johnson.

Kitap serisinin Expanse isimli dizisindeki DGİ'nin yöneticisi Fred Johnson.

Enginlik Serisinin, Expanse isimli dizisindeki DGİ’nin yöneticisi Fred Johnson.

İlk kitapta, Dünya ve Mars hakkında detaylı bilgiye sahip olamamıştık. İkinci kitap ise Dünya’nın yönetim politikasını çok iyi anlatıyor. Dünya’da yaşayan 30 milyar insanı Birleşmiş Milletler yönetiyor ama B.M. günümüzdeki konumundan daha çok bir hükümet gibi düşünebilirsiniz.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar