Yaşlı Adamın Savaşı – Yaşlılar İçin Hala Yer Var!

Okuduğumuz çoğu “baba” bilim kurgunun, 80’lerde ve hatta daha öncesinde yazılmış olmasına alışkınız. John Scalzi’nin bu kitabının yayın tarihi ise 2005. Bu açından bakıldığında, Yaşlı Adamın Savaşı çok ama çok başarılı bir bilim kurgudur.

Zira bu günün bilim kurgu okuyucusu, kullanılan teknolojilerin günümüz teknolojisinin uzantısı olmasını bekliyor. Günümüzde çoğu kitapta gösterilen uçan arabalar, jetpackler henüz yaygın olmasa da, çoğu bilim kurguda unutulan iletişim ve bilgisayar alanlarında çok büyük ilerlemeler kaydedildi.

İlerleyen Teknoloji

Yaşlı Adamın Savaşı’nda ise çok fazla teknoloji olmasına rağmen; okuyucuya en detaylı sunulan teknolojilerin başında, baş rol karakteri olan Perry’nin ve tüm diğer askerlerin kafalarına yerleştirilen, bir çeşit internet, google glass, telefon, hard disk ve bilgisayarın karışımı (ve daha fazlası) olan Beyin-Dostu isimli uygulama geliyor. Yanlış anlamayın, Beyin Dostu, kitabın tüm hikayesinin üzerine kurulduğu, ana hikayeye yön veren bir sistem değil, ancak kitabın sırf bu yönüyle bile, yakın döneme ait etkileyici bir bilim kurgu olduğuna vurgu yapmak istedim. Zira daha önce de söylediğim gibi;

“İyi bilim kurgu geleceği gören ve ona ilham verendir”

oldman

Yaşlı Adamın Savaşı, hikayeyi tamamen John Perry isimli 75 yaşındaki adamın ağzından, birinci şahıs olarak anlatıyor. Esasında kısa hikaye ve romanlarda birinci şahıs kullanımı, iyi yapılmadığı zaman sadece yazarın iç dünyasının iniş çıkışlarını gösteren, fazla duygusallık içeren bir yöntem olsa da, iyi yapıldığı zaman tadından yenmiyor, tıpkı burada da olduğu gibi…

Hikaye

Dünya, Galaksi’de yalnız değildir ve gezegenimizin savunmasını Koloni Savunma Güçleri (KSG) sağlamaktadır. Bu ülkeler üstü ve Dünya’daki teknolojinin çok üzerinde güçlere sahip bir organizasyondur. Önceden başvuran adaylar, eğer ölmezlerse 75 yaşına geldiklerinde KSG’ye katılabilmektedirler. Doğal olarak bu; KSG’ye katılmak konusunda güçlü bir sempati yaratmaktadır.

Öyle ya, 75 yaşındaki adam ve kadınların ölmekten başka savaşa ne katkıları olabilir? Nasıl olsa öleceklerdir, en azından Dünya için iyi bir şey yaparak ölme şansları olur. Ayrıca; işin bu yüksek ahlaki yönünü bir kenara bırakırsak, bu katılımcıların hepsinin düşüncesi de “bu şekilde bir işe yaramayacağız, kesin bir şey yapıp bizi gençleştiriyorlar ve ben bu fırsatı kaçırmayacağım” şeklindedir.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar