Chaos in the Old World: Warhammer Fantasy Dünyasında Filler Tepişirken

Fantasy Flight Games, bir çok meşhur IP’nin kutu oyunu haklarını elinde bulunduran ve sürekli bu IP’lerden oyun çıkarmaktan çekinmeyen bir firma. Bu IP’lere 8 yıl önce Warhammer ve Warhammer 40K da katıldı. 40K evreninden Relic ve FS gibi birkaç popüler oyun çıkartan firma, fantasy evreninden ise birkaç çerezlik oyun dışında tek bir iyi oyun çıkarttı ki, o da şu an incelemesini okumakta olduğunuz 2009 tarihli Chaos in the Old World.

Peki, ben niçin 6 yıllık bir oyun hakkında yazıyorum? Çünkü CITOW, hem Kadıköy’deki kutu oyunu grubumuzda, hem de internetten okuduğum kadarıyla dünya üzerinde, oyuncuları tarafından çok sevilen bir oyun; ancak kıymeti bilinmiş dersek yalan olur. Belki adından, belki reklam eksikliğinden, belki de WH oyuncularına bile yabancı gelebilen settinginden, her nasılsa çok duyulmuş ya da çok satmış bir oyun değil. Gerçi baskısı halen devam etmekte ancak normalde oyunlarını genişletme paketi manyağı yapan FFG, CITOW için tek bir genişletme paketi çıkarıp işin ucunu bırakmış durumda. Ben de bu nefis oyunun adını duyurmayı kendime görev edindim.

Çoğu Fantasy Flight Games oyununda olduğu gibi genişçe bir masa şart.

Çoğu Fantasy Flight Games oyununda olduğu gibi genişçe bir masa şart.

CITOW’da oyuncuların her biri birer kaos tanrısını yönetiyor ve çeşitli yöntemlerle eski dünyayı kirletip kendine bağlamaya çalışıyor. Oyun Eski dünya haritası üzerinde oynanıyor. Oyuncular ister savaşıp  bölgeleri elinde tutabilir, isterse kardeş kardeş geçinerek bölgeleri birlikte sömürüp çökertebilir. Oyunda her türlü anlaşmayı yapmak serbest, ancak unutmayın; siz birer kaos tanrısısınız ve sözünüze sadık kalmamak şanınızdan. Bu sırada eski dünya sakinleri de size çeşitli şekillerde tepki vermeye çalışıyor ve bunu eski dünya destesinden her tur 1 tane çekilen kartla yapıyorlar. Oyuncu sayısına göre 7 ya da 8 adet bu kartlardan kapalı olarak çekiliyor ve 7-8 turun sonunda hiç bir oyuncu kazanamadıysa oyunu eski dünya sakinleri, yani masa kazanıyor.

Oyunda yönettiğiniz tanrılar; savaş, ölüm ve kan tanrısı Khorne, büyü ve değişimin tanrısı Tzeentch, şehvet ve günah tanrısı Slaanesh ve hastalık/pislik tanrısı Nurgle. Peki bu piyonlarınızın rengi hariç neyi değiştiriyor? Her şeyi. Dört tanrının dördünün de yetenekleri, minionları, gelişim kartları ve hatta hedefleri dahi farklı. Yani oyunumuz oldukça asimetrik bir oyun ve asıl parladığı nokta da bu. Burada devam etmek için oyunun nasıl oynandığını kısaca anlatmam gerekir.

Oyunda her tur, tanrıların belirli miktarda enerjisi var ve sırayla ya çeşitli minionlarını ya da yetenek destelerinden çektikleri kartları bölgelere yerleştiriyorlar (summoning). Her minion ve kart belirtilen miktarda enerji götürüyor ve enerjisi sıfıra inen tanrı turun bu kısmını tamamlamış oluyor ve diğerlerinin bitirmesini bekliyor. Sonraki kısımlarda ise savaşacak birlikler zar atarak savaşıp birbirini kesiyor (battle) ve sağ kalanlar a) bölgeleri kirletiyorlar (corruption) ve b) o tur bir bölgede yeterince minionları varsa o bölgenin puanını kazanıyorlar (domination).

Oyunla birlikte gelen bolca figürü modifiye etmek mümkün.

Oyunla birlikte gelen bolca figürü modifiye etmek mümkün.

Oyunu kazanmak için üç farklı yol var: Birincisi bir turun sonunda 50 puanı geçmiş olmak, ki bunun için hem yukarıda domination olarak belirttiğim puanlardan toplamalılar, hem de bölgeleri el birliğiyle corrupt edip çökerterek ekstra puan toplamalılar. Oyunun 7-8 tur sürdüğünü göz önünde bulundurunca bu kolay bir iş değil. Ancak ikinci yol da benzer ve işi biraz hızlandırıyor: oyunda 5 bölge aşırı çürümeden çökerse oyun bitiyor ve en yüksek puanda olan tanrı oyunu kazanıyor. Fakat üçüncü oyunu kazanma yolu bunlardan çok farklı. Oyunda her tanrı ayrı bir hedefi yerine getirdiğinde kendi tekerleğini döndürüyor. Bu tekerlek her tur farklı bonuslar verirken, sonuna geldiğinde o oyuncuya puandan bağımsız olarak oyunu kazandırmış oluyor. Tabii ki burada bir beraberlik varsa yine puana bakılıyor.

Yorumlar