Geçmiş dönemde, yazı dizimizde Mutants & Masterminds‘ı incelemiştik. Günümüzde var olan süper güç furyası sadece yaşadığımız çağa özgü değil. Her dönemin kendince süper kahramanları olmuştur. Yalnız dikkatinizi çekerim, “Süper” kahraman diyorum. Kahraman değil… Zira, bu haftanın konusu da, özellikle American Gods yayına girmişken, tanrılar ve onların dünyadaki “filiz”leriyle ilgili.

Malumunuz, 90’lar dönemi çocukluk yaşayanlar bilirler. O dönemin interneti olmasa da, ansiklopedileri vardı. Eminim, şu anda bu kültürle ilgilenen ve biraz olsun sıradan şeylerden sıyrılmış birçok “geek” ya da “nerd” diye tabir ettiğimiz insanların çocukluğu ansiklopedi karıştırarak geçmiştir. Benim içinse ansiklopedi demek, farklı coğrafyaların çok tanrılı dinleri ve onların destansı hikayeleriydi. Bundan bir önceki yazım olan Nostalji Krizlerine Bire Bir Oyunlar #13 – Zeus: Master of Olympus yazımda Yunan mitolojisini ne kadar sevdiğimi söyledim mi bilmiyorum ama benim için hepsinden önce gelir diyebilirim.

Dünyada Filizlenen Yeni Tanrılar

Var olan tüm mitolojilerde, tanrıların insan suretine bürünerek onlarla birlikte olduğu ve aşklarından doğan çocuklar olduğuna dair sayısız rivayet var. Bunlardan en bilinenleri, Herkül, Perseus vb. gibi arkadaşları mutlaka her dizide, filmde falan görmeniz mümkün. Oyunumuzda tam olarak bu arkadaşları konu alıyor. Sizler annesini ya da babasını bir şekilde yitirmiş veyahut üvey anne babalarınızla bir takım aile için problemleri yaşayan, reşit yaşa gelene kadar da sıradan bir insan olarak hayatınıza devam eden bir bireyken, bir gün geliyor ve karşınıza doğaüstü bir varlık çıkıp size bir tanrı çocuğu olduğunuzu söylüyor. Sonrasında gelsin kahramanlık, gelsin çile…

Malumunuz, bir tanrı çocuğu olmanın iyi yanları elbette vardır, lakin temelde bu iş sıkıntıdan başka bir şey değil aslında. Gel gelelim, ilham alabileceğimiz eserlere…

Basılı Yayınlar

Öncelikli olarak, bu tarz oyunlarda ciddi anlamda mitolojiye dair bilgi birikimi edinmek, öncelikli olarak Story Teller’ın, ardından oyuncuların asli görevi diyebiliriz. Elbette, oyuncularınızın bundan bi’ haber olması oyuna farklı güzellikler katabilir, lakin Story Teller rolünü üstlendiyseniz oyunun konseptinde baş köşeye koymak istediğiniz Pantheon’la ilgili şeyler araştırmak şart. Bu yüzden, mitolojik hikayelerle ilgili bulabildiğiniz ne varsa okuyun.

Bunun dışında, bizzat oyunumuzla ilgili birebir kaynak isterseniz, bu önceliği Rick Riordan’ın yazmış olduğu “Percy Jackson” serisine vermek istiyorum. Zira, modern dünyada bir yarı-tanrı olarak yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bize en güzel anlatan seri Percy Jackson dersem yanlış olmaz, ki aslında Scion’ı birebir olarak görebileceğiniz bir seridir. Percy Jackson & Olympians’a ait birçok kitap mevcut. Lakin, bu kitap serisinden filmleri sebebiyle aklımızda en çok yer edinenler; Şimşek Hırsızı ve Canavarlar Denizi diyebilirim. Filmlere erişim daha kolay olduğundan, Percy Jackson’a filmleri incelediğimiz bölümde daha ayrıntılı değineceğim. Ha bu arada, çizgi roman seviyorsanız Percy Jackson’ın çizgi romanları da Doğan Egmont yayıncılık tarafından yayınlandı.

Percy Jackson tıpkı Harry Potter ayarında bir çocuk/genç romanı. Size hitap etmediğini düşünürseniz, rotamızı Neil Gaiman’dan yana çevirmemiz gerekiyor. Şahsen kendi adıma en çok sevdiğim ve saydığım yazarlardan biri olan Gaiman’ın Amerikan Tanrıları‘ndan yazının başında bahsetmiştim. Amerikan Tanrıları, Scion ruhunu daha derinden hissedebileceğiniz türden bir yapım. Oyunlarınızın fantezi boyutunu biraz daha düşük tutmayı isterseniz Amerikan Tanrıları’nı referans almanızı tavsiye ederim. Ha keza, aynı şekilde yine Neil Gaiman’ın Anansi Çocukları da, tıpkı Amerikan Tanrıları gibi düşük fantazi ögelerine rağmen masalsı yapısı ve tanrıların dünyamızda nasıl fark edilmeden yürüdüklerini size anlatabilecek en iyi eserler diyebilirim.

Dikiş Nakış işleriyle uğraşan Örümcek Tanrı?!

Yazıyı yazarken, aslında bu iki farklı yazarın işlerini bir arada kullanmanın daha makul olabileceğini fark ettim. Zira Gaiman’ın Amerikan Tanrıları, bir Scion’ın kahramanlık hayatına dramatik bir şekilde dahil olması açısından ideal iken, Percy Jackson artık kahramanlık statüsüne yükselen oyuncularınızın karşılaşacakları olayları hazırlamak ve sunmak açısından daha iyi diyebilirim. İki farklı yazarın, farklı tarzdaki kitaplarını harmanlayabilirseniz ortaya çok iyi bir sonuç çıkacağına inanıyorum.

Bu iki ana örneğin dışında, Joseph Campbell’in “Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” kitabını da oyunlarınıza ve oyunlardaki karakterlerinize derinlik ve anlam katmak adına önerebilirim.

Popüler Kültürün Kahramanları ve Eski Çağın Kahramanları

Site yazarlarımızdan Ataberk Bozkurt‘la Scion’a referans olabilecek eserleri konuşurken, süper kahraman konseptinin belirli bazı farklar dışında Scion’la ne kadar uyumlu olduğunu fark ettik. Marvel ve DC’nin sinematik evrenleri sağ olsun, artık Batman‘i, Superman’i, Kaptan Amerika’yı ve Iron Man vb. diğer süper kahramanları tanımayan hiç kimse yok. Özellikle çizgi romanlar olarak düşündüğümüzde zaten hali hazırda, çeşitli mitolojik kimliklerin de Marvel ve DC’de yer aldığını görüyoruz. Buna en güzel örnek sanıyorum ki Marvel’ın Thor’u olacaktır. Ha keza, Herkül’ün de bir süper kahraman olarak Marvel’da yer aldığını biliyor muydunuz bilmiyorum ama çizgi romanlar da mitolojinin ekmeğini sıklıkla yiyorlar.

“Scion oyunlarıyla çizgi romanları nasıl bağdaştırabiliriz?” derseniz, şimdilerde sıklıkla bilimkurgu’ya dayandırılan çizgi roman event‘ları olsa da, geriye dönüp baktığımızda mitolojik olaylarla bağlantılı veya mitolojiye ucundan dokunan birçok çizgi roman mevzuları görüyoruz. Wonder Woman’ın orijinine baktığımızda da, kökeni bizzat Yunan mitolojisinden bildiğimiz Amazonlardan geliyor. Kendisine güçlerini kendisine teslim eden de Zeus ve diğer Olympos tanrıları. Elbette, bununla ilgili daha ayrıntılı bir yazımız var ve bunun için sizi yazarımız Özlem Buket Duru‘nun hazırladığı DC Süper Kahraman Dosyaları: Wonder Woman‘a yönlendirmem gerekiyor.

Basitçe, bu etkilenmelerin dışında çok daha önemli bir noktaya parmak basmak istiyorum. Ki bu da, Scion’lar ve Super Kahramanlar arasında birbirine en çok benzeyen özellik; Kahramanın kendisini gizleme gereksinimi. Malumunuz, insanlar artık antik tanrılardan ve kötücül yaratıklardan habersiz yaşıyorlar ve bu şekilde mutlular. Biz Scion’ların görevi de, bir perdenin arkasından bu kötü güçleri durdurmak ve insanlığın huzur içerisinde yaşamasını sağlamak. Bu durumda katı bir gizlilik, oyunun en temel ögesi (tıpkı tüm diğer World of Darkness oyunlarında olduğu gibi). Süper kahramanlara dair yapımlardan en çok yararlanabileceğiniz durum bu bana göre. Ne zaman bir süper kahramanın kimliğini gizlemesi muhabbeti açılsa, aklıma hep Jessica Jones‘ın bir arabayı elleriyle durdurduktan sonra; “Özür dilerim, adrenalin patlaması yaşadım.” demesi geliyor…

Beyaz Perde ve TV

Bu bölümde yukarıda bahsettiğimiz yapımların dışında, farklı film ve dizilerden de kısa açıklamalı örnekler vermeyi düşünüyorum. Zira söz konusu, mitolojik ögelerin örneklenmesiyse bunun için ziyadesiyle film mevcut. En basitinden örnekle, herkes Herkül’ün kim olduğunu biliyor ve herkes en az bir Herkül filmi izlemiştir…

Percy ve Biraderi olan Cyclop

Hazır Herkül demişken, biraz garip gelir belki ama 1997 yapımı Disney’in Hercules animasyonu ve yine 1998 yapımı Hercules The Animated Series‘i 90’ların çocukları TV’de mutlaka izlemiştir. Eğer izlemediyseniz, şimdiki Disney animasyonları kadar sizi tatmin edeceğini, bir diğer yandan da Herkül’ün karşılaştığı bilindik görevler dışında başına gelen farklı olaylar. Yunan mitolojisinden önemli kahramanlar dışındaki yan karakterleri görmek için fazlasıyla idealdir. Yine aynı dönemin TV dizilerinden Hercules: The Legendary Journeys de aynı şekilde çocukluğumda mitolojik olaylara merak salmamın bir diğer sebebidir. Bu arada, sürekli çeşit çeşit Hercules filmi çekiliyor, bunlardan bazıları ciddi anlamda fantastik ögeler barındırıyor olsalar da, bazılarının normal seyirlikten pek bir farkı yok. Bu yüzden, onlara pek değinmeyeceğim.