Thanos Yükseliyor: Nihilist Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

 

Avengers : Infinity War filmiyle beraber sağlam bir şekilde tekrardan sahneye çıkan Thanos, ele aldığım bu çizgi romana kadar derli toplu bir orijin hikayesine sahip değildi. Marvel Comics, 1973 yılında Iron Man’in 55. sayısıyla okuyucunun karşısına çıkan bu “Deli Titan”a işte tam da bu gayeyle yayımlanmasından 50 yıl sonra şirketin parlayan yazarlarından Jason Aaron’a bir orijin hikaye yazdırdı. 2013 yılında ABD’de “Thanos : Rising” adıyla yayımlanan bu çizgi roman serisinin 3 yıl sonra Gerekli Şeyler tarafından Türkçeye “Thanos Yükseliyor” adıyla basıldığını belirterek yazıma başlayayım.

Orijinal adıyla “Thanos: Rising” itiraf etmeliyim ki tipik bir orijin hikayesi aslında ama farklı bir tat da bırakıyor zihninizde. Thanos’un kötülük yapma konusundaki motivasyonunun Avengers: Infinity War öncesi çizgi romanlarda neye dayandığını öğrenme, ölüm olgusunun fiziki boyut kazanmış hali olan ve kendisinin ebedi aşkı Mistress Death (Leydi Ölüm) ile olan ilişkisinin nasıl başladığına şahit olma ve sanatsal açıdan hiç de kötü durmayan farklı çizim teknikleri ile kaleme alınmış güzel bir çizgi roman olma bu farklılıklar diyebilirim. Özellikle “Thanos: Yükseliyor” adıyla bu mini seriyi derleyip Türkçe’ye cilt olarak basan ve kaliteli bir iş çıkaran Gerekli Şeyler’e de hakkını vermeliyim. Zira çok rahat ve akıcı bir okuma deneyimi sunmuşlar bizlere.

Hem içeriğiyle hem de görselliğiyle gerçek bir “kötü”nün kökenlerini bizlere çok iyi sunuyor. Yazımda “Thanos Yükseliyor”u  Teknik Açı ve Hikaye Kurgusu olarak iki ana başlık altında inceleyeceğim. Teknik açı başlığında görsellik, panel kullanımı ve çizim tekniği konularına odaklanırken; Hikaye kurgusu başlığında ise ana bütünlük ve Marvel Evreni’ne olan kurgusal etkilerinden bahsedip yazımı bitireceğim.

Genel Olarak “Thanos Yükseliyor”

İlk olarak genel bir değerlendirme yapayım. Thanos’un doğumuyla başlayan ve Leydi Ölüm’e kavuşmasıyla sonlanan bir hikayeden bahsediyoruz. Ana karakterimizin kahramanlarımızla tanışmadan çoook uzun zaman önce oluşan karakterizasyonuna dair bilgiler öğreniyoruz. 5 sayılık bir mini-seri şeklinde “Marvel NOW!” döneminde basılan bu macerada kötümüzün neden kötü olmak “zorunda” olduğunu veya daha sonrasında yaşadıklarıyla birlikte neden kötü kalması gerektiği bizlere aktarılıyor. Bu anlamda kendisine gereken motivasyon kaynaklarını anlayarak, karakteri daha da derinlemesine irdeliyoruz. Bunların en başlıcaları; yalnızlık, çevreden farklı olma ve bunun getirdiği ezilmişlik, sonucunda bu ezilmişliğe çare bulamayıp toplumdan kendisini soyutlama, tükenmişlik ve bilgelik ile birlikte gelen “üstün güç” ve en sonunda bu gücün getirdiği sapkın fikirlere sahip nihilist bir kişilik. Yani anlayacağınız, Thanos’un kötülük yapmasındaki ve tüm evrendeki en güçlü kişi olma isteğindeki esas amacı bu seriyi okuyarak anlayabiliyorsunuz.

Buradan sonrasında hafif spoiler olduğunu belirterek daha detaylı analize geçelim isterseniz. Yok “ben senin anlattığın bu kadar şeyden sonra acayip hype’landım, hem Infinity War’un da gazı var dur bi koşu gidip alayım geleyim” diyorsan hadi hemen git al, gel ben bekliyorum. (Beklemek istemeyenler, sizi yazının devamına alalım.)

Teknik Açıdan Thanos Yükseliyor

Hah, geldiniz mi? Devam o zaman.

Teknik açıdan ilk olarak baktığım yer panel kullanımları dır ve ben bu mini serideki panel kullanımlarını oldukça beğendim. Okuma sürecini akıcı hale getiren ve hikaye örgüsünü ana ilerleyiş – yan ögeler – karakter odaklı hikaye “arc”ı olarak üç farklı şekilde ele alması cildi özel kılan bir hava katıyor. Çizim işini ise daha önceki yıllarda X-Men Unlimited, Wolverine ve Batman gibi ana akım işlerin yanı sıra Ego Sum, Shinning Knight gibi daha “niche” işlere de imza atan İtalyan çizer Simone Bianchi’ye emanet etmişler. Çizer, oldukça başarılı renk paleti kullanımı ile hem ana kötümüzün karakter geçişlerini çok iyi yansıtmış; hem de detaysız, soluk bir teknikle çizgi romanın genel havasını okuyucuya çok iyi iletmiş.

Marvel Evreni Açısından Thanos Yükseliyor

Hikaye kurgusu olarak olarak ise yazara hakkını vermek lazım. Şimdiye kadar orijin hikaye olmayan bir karakterin ana hikaye akışında bütünlüğü sağlamış Jason Aaron abimiz ve bu birikim isteyen bir şey. Açıkçası Thanos’a bile hikayenin başında bir sempati duyuyor ve onun dışlanmışlığında kendinizi bulabiliyorsunuz. Fakat yazar orada sizi bir durduruyor ve Thanos’un hazin dolu öyküsü başlıyor. Karakterin Titan’da sunduğu “çarpık” fikir ve bu fikrin beğenilmemesi sonrası ele geçiremediği gücün arzusu ile başka diyarlara doğru yola çıkması ile devam ediyor. Daha sonrasında ana gezegenine dönerek Titan’ı nihilist duygularla  yakıp yıktığı diğer dünyalara benzetmeye çalışması suratınıza tokat gibi çarpıyor. Çocukluğundan itibaren her zaman onu anlayan tek kişi olan Leydi Ölüm ile olan münasebeti ise ana hikaye bütününün akışına göre oldukça tutarlı ilerliyor.

Marvel Evreni’ne olan katkısı ise işte tam bu mübasebet ile ilişkili. İlk çıktığı sayıdan bu çizgi roman serisine kadar motivasyon kaynağının sadece Leydi Ölüm’e olan aşkı olduğu belirtildi bizlere. Sırf onun aşkı için Marvel’ın dev hikaye serilerinde evrenleri yok edip, gezegenlere kocaman “Tanrı” yazan bir karakter Thanos. Günümüzün hasılat rekortmeni “Avengers : Infinity War”a kaynak olan Infinity Gauntlet serisi de bu tip hikayelerden birisidir. Haliyle o meşhur  motivasyonunun sadece “aşk”a dayanan ve temelinin bu kadar basit olması modern okuyucuya da abes kaçıyordu. İşte bu durumu düzelten bir çizgi roman serisi anlayacağınız “Thanos Yükseliyor”.

Okuyun, okutun efendim.

Yorumlar