Avengers: Infinity War – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar

10 yıl boyunca aynı evreni paylaşan 18 film çekmek ve 19’uncu olarak da hepsini bir araya toplayarak devasa bir crossover haline getirmek sinema tarihinde bir ilk. Serideki tüm filmler iyi mi? Hayır, arada “sıradan” olanlar var ama “kötü” sayılabilecek kesinlikle yok (Belki Iron Man 2). Şu ya da bu şekilde Marvel Studios 19’uncu filmi Avengers: Infinity War’u çekti ve bana da yeni bir Analiz, Tahmin ve Anekdotlar yazısı yazmak düştü.

Hemen baştan uyarayım; bu yazıdaki hedef kitlem filmi izlemiş olanlar. O yüzden henüz izlemediyseniz ayağınız spoiler‘a takılıp yere kapaklanmadan sayfayı kapatmanızı tavsiye ediyorum!

“Çizgi Roman mı? Ben Daha İyisini Yaparım!”

Bakın bu lafları iyi belleyin, zira on yıllardır sinemada doğru düzgün çizgi roman uyarlaması yapılamamasının sebebi bu kafa yapısıydı. Film yapımcıları çizgi roman uyarlarken ellerinde tuttuklarının kendine has eserler olduğunu kabul etmek istemedi. Muhtemelen kendilerini çocuklar için yapıldığını düşündükleri çizgi romanları hazırlayan sanatçılardan daha üstün görüyorlardı. Hatta belki onları sanatçı olarak görmüyorlardı bile.

Yıllarca çizgi roman kökenli filmlerde orijinler görmezden gelindi, karakterlerin özel hayatları değiştirilerek ruhları söküp alındı, güzelim kostümlerden korkulup tüm karakterler siyah kıyafetlere boğuldu. Bu durum şimdilerde yere göğe sığdırılamayan Tim Burton’ın Batman (1989) filminde de böyleydi, “Ne tercih ederdin? Sarı spandeks mi?” diye bir de üstüne konuyla alay eden alan X-Men (2000) filminde de.

https://www.youtube.com/watch?v=qw9u6moAn-Y

Dahası, sonralarda başka bir moda çıktı; hikayeleri karanlığa gömme! Maalesef bundan da en çok zarar gören Christopher Nolan’ın Batman üçlemesinin çılgın gişe başarısı sebebiyle DC Comics oldu. Hayatında çizgi roman kapağı açmamış kişiler “Efendim, DC Comics’in hikayeleri çok karanlıktır.” şeklinde desteksiz argümanlar ortaya çıkarak Warner Bros’un sürekli hatalı adımlar atmalarına sebep oldu. Konuyle ilgili 2016 Mart ayında yazdığım, ancak içeriği hala geçerli olan şöyle bir yazım var hatta:

DC Comics, Beyazperdede Marvel Comics ile Baş Edebilir mi?

Diyeceğim o ki; bence Avengers: Infinity War şimdiye kadar izlediğim en çizgi roman havası taşıyan film. Karakter davranışları, anlatım dili, mekanlar, kostümler, kısacası her şeyiyle bir çizgi roman okuyormuşsunuz gibi. Bu da Avengers: Infinity War’u diğerlerinden çok daha özel bir noktaya taşıyor. Marvel Studios bunu 10 yıl boyunca adım adım ilerleterek şimdiki noktaya getirdi. Artık çizgi romanlar sinema yapımcılarının uyarlarken ayaklarını denk alarak ele almaları gereken eserler haline geldi. Keza işin ruhuna sadık kalmayanların hali ortada…

Bir Süper Kahraman Filmi Nasıl Başarılı Olur?

Çok iddialı bir başlık olmuş değil mi? Ancak internette sık sık karşılaştığınız o ukala dümbeleği “Şunu şunu şunu yapmalılar” türünde bir şeyler zırvalayacağımı düşünmeyin ama. Çok basit bir yaklaşımım var: Bir süper kahraman filmi, hikayenin süper suçlusunu canlandıran aktör kadar başarılıdır.

Kronolojik olarak gidelim; şimdiye kadar hangi süper kahraman filmlerindeki süper suçlular izleyicinin gözünde klasik kategorisine girdi? Batman’deki (1989) Joker rolüyle Jack Nicholson, Batman Returns’teki (1992) Penguin rolüyle Danny DeVito, X-Men’deki (2000) Magneto rolüyle Ian McKellen, Spider-Man’deki (2002) Green Goblin rolüyle (Willem Dafoe), The Dark Knight’taki (2008) Joker rolüyle Heath Ledger ve The Avengers’taki (2012) Loki rolüyle Tom Hiddleston.

Bence şimdiye kadarki en başarılı süper suçlular bunlardı, itirazı olan?

Bir de hem senaryoları pek başarılı olmadığı hem de gişede iyi iş yapamadıkları halde haklarında o kadar da kötü konuşulmayan filmler vardır. Onları da eleştirmenlerin hışmından (kısmen de olsa) yine başarılı süper suçlular kurtarıyor. Spider-Man 2’deki (2004) Doctor Octopus rolüyle Alfred Molina ve Batman Begins’teki (2005) Ra’s Al Ghul rolüyle Liam Neeson ve Man of Steel’deki (2013) General Zod rolüyle Michael Shannon bence buna çok iyi örnekler.

Hatta biraz pergeli açalım; şu ana kadar hiç tartışmasız en beğenilen süper kahraman dizisi hangisi? Netflix’in Daredevil’ın birinci sezonu (2015). Neden birinci sezonu? Çok basit; Vincent D’Onofrio’nun canlandırdığı Kingpin sayesinde.

“Bunlardan Başka Hiç mi Başarılı Süper Kahraman Filmi Yok?”

diye itiraz gelmeden hemen şunu da ekleyeyim; evet, var. Mesela Captain America: Winter Soldier (2014), Deadpool (2016) ve Logan (2017) içinde öyle aman aman başarılı süper suçlu barındırmayan filmler. Ancak üçü de klasik süper kahraman filmi janrının dışında denemeler. Captain America: Winter Soldier entrikalara, Deadpool parodiye, Logan ise dramaya odaklanmış bambaşka film denemeleri. Hatta Deadpool’u işin dışında bırakırsak diğer ikisini süper kahraman filmi olarak nitelendirmeyecek olsak başımız ağrımaz bile.

Bunlar da bence “olmayanlar”

Konu hakkında şu çıkarımları yapabiliriz sanırım;

  • Bir süper kahraman filminin kötü adamı mümkünse filmdeki en iyi oyuncu olmalıdır.
  • Kötü adamın kesinlikle yüz hatları belirgin olmalıdır, zira Avengers (2012) bu kadar başarılı sayılırken Avengers: Age of Ultron (2015) daha iyi bir yapım olduğu halde o kadar beğenilmeme sebebi Ultron‘un duygularını yansıtacak bir yüzü olmaması. Aynı şekilde tarihte iki kez denendiği halde bir türlü tatmin edici bir Doctor Doom canlandırması göremememizin sebebi de bu.
  • Kötü adamın motivasyonlarının anlaşılabilir ve empati kurulabilir olması gerekmektedir.
  • Günümüzde içinde bulunduğumuz diversity çılgınlığına rağmen süper suçlu erkek olmalıdır, kadın değil. Zira Suicide Squad (2016) ya da Thor: Ragnarok (2017) şimdilerde kimsenin süper suçlularıyla hatırladığı filmler değil.

Yorumlar