Valiant Comics’e Giriş

İyi bir çizgi roman takipçisi ve üzerinde yazan çizen biri olarak Valiant Comics adını sıklıkla duyduğum ancak okuduğum ya da araştırdığım bir yayınevi değildi.

Gel gelelim, yakın zamanda Büyülü Dükkan tarafından Bloodshot ve Harbinger serileri Türkçe’ye çevrilmeye başlayınca (maalesef) çizgi roman dükkanında kıyıda köşede kalmış olan sayılara alarak Valiant ile tanıştım. Sonrasında araştırdığımda önceden DC’de çalışıp sonradan Marvel’dan ayrılan Jim Shooter tarafından 1989 yılında kurulduğunu öğrendiğim Valiant, tam da döneminin renklerine sahip. Gerçekçi ancak sert atmosfer, öldüren kahramanlar, kalıcı ölümler, psikolojik problem yaşayanlar, toplumun alt kısımlarından gelen karakterler ile ciddi bir evren vaat ediyor.

Büyülü Dükkan tarafından çevrilen Bloodshot ve Harbinger serileri (ayrıca iki seriyi birleştiren Harbinger Savaşları isimli ek cilt) başlangıç için oldukça iyi seçenek. Valiant evrenini iyi bir şekilde tanıtan bu iki seri size ne ile karşılaşacağınızı söylüyor.

Fakat Valiant’ın, Türkçeye çevrilen bu serilerde göremeyeceğiniz pek çok karakteri ve serisi de mevcut. Doğal olarak bu seriler de tıpkı Marvel ve DC’de de olduğu gibi birbirlerine bağlı. Birbirlerini hiç görmeyen karakterler ve seriler olduğu gibi, birbiri ile iç içe geçmiş seriler de olabiliyor.

Bu anlamda bakılırsa Bloodshot ve Harbinger serileri, Deadpool ile X-Men hikayeleri gibi görülebilir.

Bloodshot ve H.A.R.D. Corps serileri* (Türkçe Mevcut)

Bloodshot hikayeleri Harbinger serileri ile mecburen iç içe geçmiştir. Neticesinde Bloodshot, psiot katili bir varlıktır ve askeri/sivil olduğu kadar özel/devlet organizasyonu olan Rising Spirit projesinin bir ürünüdür.

Bloodshot

Karanlık atmosfer, iyi bir aksiyon ve katışıksız şiddet içeren seride doğal olarak başrol karakteri Bloodshot. Yazının devamında da daha iyi anlaşılması için popüler örnekler vereceğim diğer karakterler gibi Bloodshot’u anlatmak için Wolverine/Punisher/Deadpool karışımı denilebilir. Fakat bu karakterlerden herhangi bir çalıntı olmadığını özel olarak belirtmek gerekiyor.

Vücuduna eklenmiş nano-botlar yardımı ile pek çok güce sahip olan Bloodshot, temelde psiotları (mutantlar diyebiliriz) yakalamak ya da öldürmek üzere özel olarak tasarlanmış bir süper asker/katil.

Çekerim emaneti, yemişim adaleti diyen Bloodshot

Güçleri arasında en bilineni rejenerasyon, fakat ciddi yaralardan iyileşmesi için için büyük miktarda protein alması gerekiyor ki bu da zaman zaman bir büyükbaş hayvanı çiğ olarak yemesi anlamına gelebiliyor.

Kanındaki nano-botlar sayesinde makineleri, bilgisayarları kontrol edebilen, normal insanın üzerinde güce, hıza ve dayanıklılığa sahip olan Bloodshot, ayrı zamanda çoğu silahı mükemmel bir ustalıkla kullanabilen, ayrıca da ciddi taktikler üretebilen çok tehlikeli bir karakter. Fakat serilerde zihninin kurcalandığını anladığı için Rising Spirit Projesi’nden kaçıyor. Uzunca bir süre de tek tabanca takılıp hem kim olduğunu öğrenmeye, hem de bazı psiotlara yardım edip bir kısmına da savaş açıyor.

H.A.R.D. Corps

Bloodshot’tan önce H.A.R.D. Corps vardı.  Açılımı Harbinger Active Resistance Division Corp olan bölüğün amacı, Rising Spirit projesinin psiot güçlerini kullanmak ve taklit etmektir. Bloodshot’un teknolojisinden önce normal insanlara psiot güçleri vermek üzerine kurulu olan proje, pek çok başarısız deneye rağmen nihayetinde belli bir başarı sağlamıştır.

Bunların en ünlüsü ve efsanevi liderleri Binbaşı Palmer’dır. Zaman içinde bazı H.A.R.D. Corps üyeleri ölmesine rağmen zekası ve tecrübesi ile Palmer, birliğin aktif saha timinin başında kalmıştır.

Birlik üyelerinin telsiz ile bağlı oldukları analist ekibi, birliğe savaşlarda tek seferde tek güç olmak üzere farklı güçler sağlamaktadır. Örneğin bir birlik üyesi üzerine gelen rokete karşı kalkan gücü isteyip, sonrasında uçarak roketi atanlara yöneldikten sonra yere inince sinir kırbacı gücü isteyerek roketi ateşleyenleri bayıltabilir.

Tabi tek seferde tek güç kullanabilmeleri, bu güçlerin telsiz ve uzaktan bağlantı ile sağlanabilmesi, birlik üyelerinde sıklıkla kanser ve benzeri yan etkiler görülmesi de hikayelerini çok enteresan bir hale getirmektedir. Tabi elemanları içindeki uyuşturucu bağımlıları, kilise fanatikleri, ölümcül hasta olup son anda birliğe katılanlar gibi farklı karakterler dikkate değerdir. Birlik ve Bloodshot, Rising Spirit Projesi ürünleri oldukları için hikayeleri sıklıkla beraber gitmektedir. Bazen dost, bazen de düşman olarak….

Liseli ismi ama etkili…

Harbinger Serileri *(Türkçe Mevcut)

Temelde X-Men serileri gibi olduğunu düşünebilirsiniz. Psiot da denen, zihinden kaynaklı güçleri olarak insanları başrole koyan bu serilerin kahramanlarını ayrıca tanıtacağım. Fakat çizgi romanlarda gördüğüm en sağlam kötü adamlardan biri ile başlayacağım.

Bloodshot, Omega bebeleri, Asiler ve Harbinger vakfı bir arada!

Harbinger Vakfı – Toyo Harada

Profesör X ve Magneto’nun karışımı nasıl? Fakat aklınıza Onslaught saçmalığı gelmesin. Profesörün güçlerini, Magneto’nun olaylara bakış açısını ve biraz da Kingpin‘in acımasız iş adamlığı kısmını eklediğiniz zaman Toyo Harada’ya yaklaşıyorsunuz. Harbinger serilerinin (sözde) kötü adamı olan Harada, psişik pek çok güce sahip olarak var olan en güçlü psiotlardan biri. Amacı psiotların kontrolünde yeni ve daha iyi bir dünya düzeni olan Harada, Harbinger vakfının da kurucusu ve sahibi. Yöntemlerinin aşırı noktalarını görmezden gelirseniz, amaçları bana o kadar da kötü gelmeyen, çok cazip bir karakter.

Vakıfta Stronghold, Livewire (ki sonradan Valiant evreninde önemli bir yere konumlanacak), Darpan, Hidden Moon ve Ingrid gibi pek çok ilgi çekici karakter daha bulunuyor.

Çok kral adam…

Asi – Peter Sanchek

Serinin muhtemel başrol karakteri olan Sanchek, hayatını akıl hastanalerinde ya da keşlerle geçirmiş bir karakter. Serideki çoğu karakter gibi empati kurması kolay, gerçek insanlar gibi problemleri olan biri. Harada’nın karşıtlığını da oluşturan Sanchek, benzer güçlere sahip. Zaten Harbinger serilerinin özünü de Sanchek / Harada ekseni oluşturuyor.

Esasında bu klasik bir iyi / kötü savaşı gibi dursa da daha çok özgürlükçü / kontrolcü düşünce yapılarına daha fazla gönderme içeriyor. Harada sırasıyla psiotları, ekonomik gücü ve tüm Dünya’yı kontrol altında tutmak isterken Sanchek ise herkesin kendi haline bırakılmasını istiyor.

Asi – Faith

Çizgi roman dünyasının son yıllardaki en önemli karakterlerinden olan Faith, pek çok açıdan (en azından çizgi roman için) alışılagelmiş sınırları zorluyor. Sıkı bir geek kültürü takipçisi olan ailesinin ölümünden sonra sevecen bir büyükanne tarafından yetiştirilen Faith, klasik bir şişman, sevecen ancak sosyal açıdan içine kapanık bir kızdır. Peter Sanchek’in Harbinger vakfında olduğu sırada güçleri uyandırılan Faith, çoğu psiotun aksine bu güçleri büyük bir tutku ve pozitivizm ile kabul etmiştir.

Öyle ya, yıllardır okuduğu çizgi romanlar ona büyük güçlerin büyük sorumluluk* (Spider-Man) getirdiğini öğretmiştir. Bu yüzden uçabilen ve yanında başkalarını da uçurabilen bir güç alanına sahip olan Faith’in tek başına çok bir fark yaratmamasına rağmen olaylara bakışı, diğerleri üzerinde daima tetikleyici bir etki bırakmaktadır.

Çizgi romanlarda nadiren görebileceğiniz kilolu/tayt giyen bir kahraman olması, geek kültürüne tutkunluğu ve bakış açısı Faith’i sadece Valiant’ın değil popüler dönem çizgi romanların en çok sevilen karakterlerinden biri haline getirmiştir. Serilerde dikkatle izlenmesi gereken karakterlerin başında gelmektedir.

Asi – Kris Hathaway

Peter Sanchek’in çocukluk aşkı, güçlerini kullanmayı öğrenince zihnini kontrol edip kendisine aşık ettiği gotik, çekici ancak çok zeki bir kız. Sanchek ile ilişkisi seri boyunca nefret ile gereksinim arasında bir yerlerde gidip gelmesi, hikaye anlatımını gergin bir noktada tutarken, bir diğer yandan oldukça cazip bir nokta hale getiriyor.

Sanchek’in pişmanlığı ve halen aşık olması nedeni ile kendisine çok önem vermesinin yanı sıra, Asilerin içindeki açık ara en zeki karakter olması da kendisini bir nevi takımın beyni haline getiriyor.

Asi – Torque

Valiant’ın alışılagelmiş karakterleri arasında bile istisna bir yeri olan John Torkelson (Torque), esasında cahil bir kasabalı adamın yatalak kardeşidir. Psiot güçleri sayesinde kendisine bir çeşit hayali evren yaratmış, kendisini bu evrenin baş alfa maskulen karakteri olan, kaslı, dayanıklı ve havalı Torque avatarı ile tanımlamıştır. Günün büyük çoğunluğu yatağında, bu evreni düşleyerek geçirmesine rağmen Sanchek tarafından güçler uyandırıldıktan sonra Asiler’e (mecburen) katılmıştır.

Torque, bir anlamda X-Men’in Colossus‘u gibidir. Gündelik hayat ve insan ilişkileri deneyimleri çok kısıtlıdır. Fakat onun aksine cahil ve tutucu bir taşralının kardeşi olarak metal müziğe, aşırı maskulen tavırlara ve aksiyona düşkündür. Ayrıca oldukça cinsiyetçi olabilmektedir.

Buna rağmen tüm bu tavırların, kendini gizlemeye yarayan bir şey olduğu bellidir. Güçleri de bununla uyumludur, kendini aşırı kaslı ve iri bir erkek görünümündeki psişik projeksiyon içinde tutmaktadır. Normalde zar zor yürüyebilmesine rağmen bu formu içindeyken neredeyse hiç hasar almamakta, oldukça da yüksek fiziksel güçler kazanmaktadır. Yine de içinde bir çocuktur, tek bir light bira ile sarhoş olabilmekte ya da çok kolaylıkla manipüle edilebilmektedir. Faith ile birlikte izlemesi en eğlenceli karakterlerden biridir.

Asi – Flamingo

Charlene Zephyr, esasında bir striptizcidir. Klasik bir “kasabanın güzel kızı büyük şehre gider ve…” hikayesidir. Fakat bu hikayelerin kahramanlarının pek azının gidişatı Hollywood’a uzanmakta, çoğununki ise striptiz kulüplerde devam etmektedir.

Charlene’de istisna değildir, küçük yaşlardan itibaren çekiciliğini fark edip kullanmış fakat sonunda kendini her anlamda istismar eden sert mizaçlı bir sevgilinin kucağına düşmüştür. Striptiz kulübünün zorlukları da cabasıdır.

Ateş kontrolü sağlayan güçleri uyandırıldıktan sonra ilk işi sevgilisinin cinsel organı ve çevresini yakmak olan Charlene, sonrasında bilerek Asiler ile kalmış olmasına rağmen tıpkı Torque gibi daha şahsi motivasyonlara sahiptir. Faith’in yüksek ideallerini ya da Sanchek ile Hathaway’in Harada’yı durdurma yönündeki heveslerini pek paylaşmaz. Yine de grupla birlikte klamaya devam etmektedir. Fakat cinsel dürtüleri ve sosyal girişkenliği bazen canlarını sıkmaktadır.

Çizgi romanların hanım hanımcık kadın karakterlerinden bıkanlar için Charlene/Flamingo tam bir hazinedir.

Asiler bir arada.

Archer & Armstrong Serileri

Henüz Türkçeye çevrilmeyen bu serinin başrolünde çok değişik iki karakter var. Bunların ilki farklı bir dini organizasyonun yetiştirdiği ve bir çeşit mesih gibi gördüğü Archer (ki değişik ve nişancılık dövüş yetenekleri olan bir psiottur) ve Valiant evreninin en önemli ailesinin fertlerinden biri olan Armstrong bulunmaktadır.

Armstrong fiziksel olarak aşırı güçlü ve zarar görmez olmasına rağmen, genelde kafayı bulmuş olarak gezmektedir. Diğer iki kardeşi Gilad the Eternal Warrior ve Ivar the Timewalker’dır. Bu iki karakterin de kendi serileri olduğunu söylemekte fayda var. Bu üç ölümsüz kardeş, Valiant evreninde önemli bir yerde durmaktadır

Archer & Armstrong serileri, eğlenceli ve mizahi bir dile sahiptir.

Bu seride Deadpool & Cable havasını almamak imkansız, bir o kadar da eğlenceli.

Ninjak Serileri

Sitemizde tanıtımı da olan Ninjak Vs The Valiant Universe mini dizisinin kahramanı olan Ninjak, Valiant evreninin önemli figürlerinden bir diğeri.

Biraz James Bond, biraz da Batman. Ninjak’ı anlatmak esasında hem bu kadar basit hem de çok zor. Valiant evrenini güçleri olmayan süper kahraman boşluğunu dolduran Ninjak (Ninja-K), İngiliz istihbarat örgütünün bir üyesi olduğu kadar bazen de paralı bir asker. Bir yandan zengin bir ailenin çocuğu, bir yandan kendini geliştirebilmiş ölümcül bir silah ve teknoloji uzmanı.

Yapısal olarak keskin zekası, araştırıcı kişiliği, dövüş eğitimi gibi nedenler ile Batman’e benziyor olsa da bir anlamda modern zamanlar Batman’i diyebiliriz. Batman’in ahlaki olarak genelde beyaz tarafta olduğunu biliyoruz, Ninjak’ın ise sınırları çok daha esnek.

Biraz feminen bir poz olmuş sanki?

X-O Manowar ve Armor Hunters Serileri

X-O Manowar, esas ismi Dacia’lı Aric’tir. Roma döneminde yaşamış bir savaşçıdır ve uzaylı bir ırk tarafından köle olarak kaçırılmıştır. Fakat bulunduğu gezegenin en kutsal nesnesi olan Manowar zırhına layık olup onu giydikten sonra bir nevi Valiant evreninin Green Lantern-Superman-Thor’u olmuştur.

Vahşi ve iyi bir savaşçı olan Aric, X-O Manowar zırhının inanılmaz özellikleri ile birleşince durdurulamaz bir güç haline gelmektedir. Süper güç, çeviklik, hız, dayanıklılık, çeşitli enerji alanlarını kontrol etme, farklı analiz ve tarayıcı özellikleri, teleport, şekil değiştirme, görünmezlik vs gibi sayısız özellik zırh ile gelmekte olsa da Manowar zırhı yenilmez değildir. Yine de bu karakterle kapışıp hayatta kalmak hatta zaman zaman galip gelmek tıpkı diğer karakterlerin Superman ile kapışabilmesi gibi etki yapmaktadır.

Armor Hunters serileri de tıpkı Bloodshot ile H.A.R.D. Corps gibi iç içe geçmiştir. Bu hikayelerin önemli bir kısmı geçmişte ya da uzayda geçebilmektedir.

Bu bir kuş, hayır uçak, hayır bu bir metal grubu, Manowar!

Unity Serileri

Valiant evreninin Avengers ya da Justice League’i gibi olan Unity serileri de oldukça ilgi çekicidir.

Tarihin tozlu sayfalarında Eternal Warrior tarafından kurulan Unity, modern dönemde ilk kez X-O Manowar’ın Dünya’ya dönüşünde kurduğu krallığa karşı yine Eternal Warrior tarafından yeniden ortaya çıkarılmıştır.

Modern dönem üyeleri doğal olarak Eternal Warrior ile teknolojik güçleri olan Livewire, Ninjak ve Toyo Harada’dan (şaşırtıcı değil mi?) oluşmaktadır. Sonrasında Harada gücü kendisi için isteyince dengeler değişmiş, X-O Manowar gruba katılmıştır. İlerleyen dönemde geçici olarak sempatik Faith’in yanı sıra uzaylı bir robot olan GIN-GR da Unity’e katılmışlardır.

Şahsen farklı karakterlerin birleştiği hatta karşı karşıya geldiği hikayeleri sevdiğim için Valiant evrenine biraz hakim olan herkesin Unity’e mutlaka bakması gerektiğini düşünüyorum.

Bütün kızlar toplandık…

Başka?

Valiant evreni, çok eğlenceli bir bilimkurgu olan Quantum and Woody, bu evrenin büyücü açığını kapatan Shadowman, 41. yüzyılın kahramanı olan Bloodshot benzeri bir Japon olan Rai, kozmik hikayeleri işleyen eski Rus kozmonotun hikayesi olan Divinity gibi daha pek çok seriye ve karaktere ev sahipliği yapmaktadır.

Yazı boyunca bahsettiğim gibi siyah-beyaz arası sınırlar tüm hikayelerinde değişmektedir. Bir hikayede kahraman gibi olan karakter bir diğerinin kötü adamı olabilmektedir. Harada, Faith, Torque, Armstrong gibi kendine müstesna sayısız karakteri görebileceğiniz Valiant evreninin  hak ettiği değeri görmesinin vakti geldi de çoktan geçiyor bile…

Yorumlar