Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Colossus

Sanatçı ruhlu, naif ve sessiz sedasız bir karakterdir Piotr Nikolaievitch Rasputin ya da onu çizgi romanlardan tanıdığımız adıyla, Colossus.

1992-1997 arasında yayınlanmış olan (bizde biraz daha geç yayınlandı) X-Men çizgi filmi sağ olsun, Wolverine, Beast, Storm, Rogue ve Cyclops gibi birçok X-Men karakteri ülkemizde yeterince tanınmaktadır. Ancak Colossus, bu seriye dahil edilmediğinden ötürü hak etiği kadar tanınmaz. Oysa ki 70’li yılların sonundan 90’ların başına kadar X-Men maceralarında çok önemli roller oynamış bir karakterdir. Onun hakkında ne zamandır bir süper kahraman dosyası hazırlamayı düşünüyordum. Kısmet Deadpool filminde görünmesi vesilesiyle bugüneymiş. Lafı uzatmadan devam edeyim:

Hayali Kurulan Dünyayı Temsilen

Tarih 1975’i gösterdiğinde işler X-Men için pek iyi gitmiyordu. Marvel’in, 1963 yılından itibaren devam ettiği seri, kötü satışlar nedeniyle iptalin eşiğindeydi. 26 sayı boyunca (#67 – #93 sayıları arasında) yeni maceralar yazılıp çizilmemiş, sadece eski hikayeler yeni kapaklarla tekrar piyasaya sürülmüştü. Elbette bu kaçınılmazı ertelemekten başka bir şey değildi.

Neyse ki Marvel yönetimi, çizgi roman sektöründe azınlık haklarına yaptığı göndermelerle ünlenmiş, sosyal mesajları olan yegane serisinden öyle kolay kolay vazgeçmeyecekti. 1975 yılında yayınlanan Giant Size X-Men #1, yazar Len Vein ve çizer Dave Cockrum tarafından yaratılan yepyeni bir X-Men kadrosuyla okuyucuların karşısına çıktı.

Giant Size X-Men kadrosu (1975). Storm, Colossus, Wolverine, Cyclops, Banshee, Thunderbird, Sunfire ve Nightcrawler

Giant Size X-Men kadrosu (1975). Storm, Colossus, Wolverine, Cyclops, Banshee, Thunderbird, Sunfire ve Nightcrawler

Kadro, bir önceki tamamı beyaz ve Amerikan vatandaşı kadroya kıyasla gerçekten ilgi çekicidir. Özellikle de yayınlandığı dönem göz önüne alındığında… Kenya’dan Storm, Almanya’dan Nightcrawler, Kanada’dan Wolverine, Japonya’dan Sunfire, Kuzey Amerika yerlilerinden Thunderbird, İrlanda’dan Banshee ve Sovyetler Birliği’nden Colossus.

Bu arada, X-Men’le ilgili bu gibi bilgiler ilginizi çekiyorsa vaktiyle kaleme aldığım tam size göre bir yazım var:

X-Men Hakkında İlginç Bilgiler

Rodos Heykeli Gibi

Piotr, Sibirya’daki Baykal gölü yakınlarında bir Sovyet kolektif çiftliğinde ailesiyle birlikte basit bir hayat sürmektedir. Bir gün çok sevdiği kız kardeşi Illyana’nın hayatını kurtarmak için, tüm vücudunu organik metale dönüştürerek kontrolden çıkmış bir traktörü durdurur. Tam da o anda Profesör X, Piotr’ı ikinci defa kuracağı X-Men takımına davet etmek üzere oradadır. Gücünü tek bir ülkeyi değil, tüm dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için kullanması gerektiğine ikna edilen Colossus, Profesör’le birlikte Amerika Birleşik Devletlerine gelir.

Bu arada hemen bir geek bilgi olarak şunu eklemek istiyorum; “Piotr’ın güçleri ilk kez Illyana’nın hayatı tehlikedeyken mi ortaya çıktı? Yoksa halihazırda bir mutant olduğunu biliyor muydu?” soruları şimdiye kadar yanıtlanmamıştır. Bazı kaynaklarda kendinden çok emin şekilde güçlerinin ilk kez ortaya çıkışının traktör kazası olduğu yazar. Kesin bilgi değildir, yaymayın!

Dünyanın 7 Harikasından biri olan Rodos Heykeli (temsili).

Dünyanın 7 Harikasından biri olan Rodos Heykeli (temsili).

Piotr’a Colossus ismini Profesör Xavier vermiştir. Kelime, “dev” ya da “devasa” anlamına gelmektedir. Kelimenin bir diğer anlamı ise Antik Dönemin Yedi Harikasından biri olan Rodos Heykeli’dir. Milattan önce 282 yılında, Rodos şehrinin limanında bulunan Güneş Tanrısı Helios’un tunçtan yapılma heykelinin, bacaklarının arasından gemi geçecek kadar (32 metre) büyük olduğu rivayet edilir. Her ne kadar o dönemlerin imkanlarıyla bu boyda bir heykel yapılmasının pek olası olmadığı söylense de, Rodos Heykeli, Antik Dönemin Yedi Harikasından biri sayılmaktadır. New York’taki Özgürlük Anıtı’nın Fransız heykeltraşı, Rodos Heykeli’nden esinlenmiştir. Hatta bu heykelin bir benzerini Game of Thrones adlı dizide Braavos adlı liman şehrinin girişinde görebilirsiniz.

Kahramangiller’de Antik Dünyanın Yedi Harikasıyla ilgili bir yazı olsa ne güzel olurdu değil mi? Hatta tam da yazarlarımızdan Özlem Buket Duru‘nın kalemine layık bir yazı olurdu bu, ne dersiniz?

Bu yazı, "Süper Kahraman Dosyaları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar