XIII – Bir Hafıza Kaybı Macerası

Marmara Çizgi yine bir Avrupa menşeili çizgi roman ile karşımızda. Adı XIII. Evet, esrarengiz bir ismi var. Konu da son safyaya kadar o gizemi koruyor. 1984 yılında Belçika’da basılan XIII, iki sene önce Ağustos, 2013’de ülkemiz sınırlarından içeri girdi.

Hafıza Kaybetme Klişesi

Evet bayağı bir klasik gerçekten. Hafızasını kaybeden kahramanımız, kimliğini arar. XIII de aynen bu hikayeyi işliyor. İşin garip yanı onlarca kez işlenmiş, hem de çoğu kez aynı tipte işlenmiş bu konu ilgi çekici olmayı başarmıştır. Sanırım insanoğlunun diğer kişilerin hayatlarını merak etme, onların yaşamlarına burnunu sokma dürtüsü, bizi bu temaya her seferinde ilgili kılıyor. XIII iki ciltten oluşan bir çalışma ve iki ciltde de aynı merak duygusu sayfaları hızla çevirmemizi sağlıyor.

Nedir XIII?

Bir dövme. Hikayenin başlaması ile birlikte, ıssız bir sahilde, baygın bir şekilde bulunan bir adam ve boynundaki XIII dövmesi. XIII’le tanışmamız bu soru işaretleri ile başlar. Kahramanımız bir erkek (şaşırdık mı?). Baygınlığı takiben hafızasını yitirmiş. Onu bulan yaşlı çift, iyileşene kadar evlerinde misafir ediyorlar ve ona özel nedenlerden dolayı Alan ismini verirler. Ancak nedendir bilinmez bir takım adamlar, XIII dövmeli bu kişiyi öldürmek isterler. Esas oğlan yüksek dövüş kabiliyetlerine sahip olduğunu o noktada keşfeder ve rakiplerini duman eder. Düşmanlardan birinin cebinden bir fotoğraf çıkar ve o noktadan itibaren Alan gerçek kimliğini keşfetmek için yola koyulur.

Espriler, komiklikler

Espriler, komiklikler

Tüm serüven iki ciltten oluşuyor. Serüven boyunca bolca hareket var. İlk kurşun sıkıldıktan sonra kahramanımız hem kaçmaya çalışıyor hem de kimliğini arıyor. Hikaye boyunca da isminin Alan olmadığı kesinleşiyor ve hatta bir çok farklı isminin olduğu anlaşılıyor. Tabii ki bunun nedenini okuyarak anlamak durumundasınız.

Serüven boyunca, XIII’ün dövme konusunda yalnız olmadığına, kahramanımızın akıl hastanesine düşüşüne, ordu ile mücadelesine, aile meselelerine, aşk hayatına, para dolu bir çantayı saklamak zorunda kalmasına şahit olacağız.

Yan karakterler olarak da XIII’ü öldürmek isteyen ne olduğu anlaşılamayan bir grup, XII’ü korumak isteyen devlet için çalışan başka bir grup ve silahlı kuvvetler üst düzey subayları var.

Arada sırada geçmişe dönüşlere rastladığımız hikayede, bazı noktalarda zaman çizgisinin neresinde olduğumuzu anlamamız zor olabiliyor. Özellikle kahramanımızın isimleri çoğaldıkça kurgu keyifli hale gelmekle birlikte, biraz da karmaşıklaşıyor.

Çizimler, Renkler?

Çok can alıcı çizimleri, renklendirmeleri yok. Zaten Avrupa menşeili çizgi romanların iddialı olduğu nokta daha çok kurgu, senaryonun işlenişi. Çizimler sade, bazen çok sade. Arka planlar dert edilmemiş bile. Bununla birlikte sayıca çok farklı karakter olmasına rağmen tiplemeler birbirine çok benzemiyor.

Öyle kolay değil bazı şeyleri öğrenmek

Öyle kolay değil bazı şeyleri öğrenmek

Kutu kullanımları çok zorlanmamış, Gayet keskin, basit hatlarla, sınırlarla belirlenmiş kutularda göz yormayan konuşma balonları var.

Bir Tek Çizgi Roman Değil

PC, PS2, Xbox gibi platformlarda bir de oyunu var XII’ün. Aslında iki oyunu var ancak ses getiren ilki oldu. Unreal Motoru kullanılarak, 2003 yılında piyasaya çıkan oyun FPS tarzındaydı. Oyun inceleme sitelerinden genelde %70-75 arası not alan oyun, oyuncular tarafından da oldukça sevildi. Özellikle grafik noktasında farklılıklar taşıyordu. Biraz çizgi roman görüntüsü taşıyan tasarımlar, kitap içindeymiş hissi veriyordu. 2011 senesinde devam oyunu çıktı ve ismi XIII: Lost Identity oldu. Ancak bu sefer FPS değil point-and-click tarzıydı. XII ile ilgisi olmayan ama hafıza kaybını konu eden bir video oyunu olarak da Call of Duty: Black Ops’un sanırım burada not düşülmesi gerekir.

Çizgi roman efektlerini yazı olarak ekranda görmek eğlenceli

Çizgi roman efektlerini, yazı olarak ekranda görmek eğlenceli

XII’ün filmi çekilmedi belki ama aynı temada bir çok film çekildi şüphesiz. Özellikle XII’ün senaryosuna çok benzeyenler arasında Liam Neeson’un başrolünü oynadığını Unknown ve Arnold Schwarzenegger’in Total Recall’u sayılabilir. “Hafıza kaybı” temasından hoşlananlar için hızlıca sayabileceğimiz başarılı olarak nitelendirdiğim filmler ise: Memento – Guy Pearce, 50 First Dates – Adam Sandler, Eternal Sunshine of the Spotless Mind – Jim Carrey, Bourne Identity – Matt Damon, Before I Go to Sleep – Nicole Kidman

Sonuç

Hafıza kaybı ve kimlik keşfetme temasını seviyorsanız, işin içine biraz devlet komploları karışsın diyorsanız hele bir de bunlar çizgi romanda olsun diyorsanız güzel bir senaryo sizi bekliyor. Ben tatilde okudum ve havuz başında zamanın nasıl geçtiğini farketmedim bile. Akıcı, flashbacklerle süslenmiş, temposu yüksek bir macera sizi bekliyor.

Derin devlet her yerde…

Yorumlar