Bol Yemek ve Alışveriş: Şükran Günü Nedir, Ne Değildir?

“The White Men Came to Trade and Borrow”

Plymouth şu açıdan ilginç bir koloni: İngiltere’de özgürce ibadet edemedikleri için göç eden bir hacı (pilgrim) topluluğu. Nüfusunda Bölücüler adında bir grup ağırlıklı; bizde küfür gibi algılanan bu kelime, onlarda ırkların, milletlerin ve inançların saf kalması, farklı din veya “ırka” mensup kişilerin asla evlenmemesi gerektiğini savunan bir inanış. Yani geniş fikirliliklerine dair iddiaya girmeyi istemeyeceğiniz tipte insanlardan oluşuyor.

Plymouth Kabilesi’nin sağ kalan 50 kadar üyesi, 92 kızılderilinin de katıldığı bir ziyafet vermişler: Basitçe “Yarımız öldü, ama yaşasın, biz hayatta kaldık!” temalı bir kutlamaymış bu. Bu kutlamadaki tüm yemekler, dört İngiliz kadının önderliğinde pişirilmiş. (*) Menüdeki yemeklerin çok farklı olduğuna, o tarihte göçmenlerin patateslerin zehirli olduğuna inandığına dair bir kanı varsa da, bu da bir mit. O 1500’lerde öyleymiş en fazla.

sg_3

1623’te ise, günler süren bir yağmurun ardından ürün verimli olacağı için çok daha büyük bir ziyafet verilmiş. Hasatta, Şükran Günü’nün olmazsa olmazı sayılacak bol patates, mısır ve bal kabağı elde edilmiş; kızılderililerin avlamayı öğrettiği hindilerle birleşince ortaya mükellef bir yemek çıkmış. Eminim bugünkülerden çok daha mütevazi bir sofraydı ama, senede bir kez “fakirin halinden anlamak” bahanesiyle ayın her günü metrelerce iftar masası donatan bir coğrafyanın çocuğu olarak, dalga geçmek içimden gelmiyor.

Hikayemize dönmek gerekirse, bol besin buldukları topraklara kurulup tavşan gibi üreyen kolonilerin toprak talebi artmaya başlamış. O sıralarda vefat eden Massaoit’in yerine geçen yeni Wampanoag Şefi Metacomet, koloniye hiç de hoşgörüyle bakmamış ve Amerikan tarihinin en kanlı katliamlardan biri olan Kral Philip Savaşı’na neden olacak bir olaylar dizisini tetiklemiş.

…ve Beyaz Adam, Kapitalizmi Yarattı

Yazılı dökümanlara bakarsak, Şükran Günü’nün Amerika’daki İspanyol ve Fransız kolonilerinde 16. yüzyıldan itibaren olduğunu görüyoruz ve bu biraz kafa karıştırıcı. Ama kesin olan ilk veri; 20 Haziran 1676’da Massachusetts’da 29 Haziran’ın resmi olarak Şükran Günü ilan edilmiş olması. Halbuki yukarıda değindiğim iki şölen de sonbaharda, yani hasat zamanı verilmiş. 29 Haziran’da verilen ziyafete ise Kızılderililer çağrılmamış tabii, zira her gün topraklarına yayılan Beyaz Adam’a yardım ettikleri günler çoktan geride kalmış. 1777’ye kadar yerel bir bayram olan Şükran Günü, o yıl ilk kez Pennsylvania’da İngilizler’e karşı kazanılan zafer nedeniyle çok daha büyük bir topluluk; tam 13 koloni tarafından kutlanmış.

“Ulusal Bayram” olması ise, ilk kez 1789’da George Washington tarafından gündeme getirilmiş, ama pek çok koloni itiraz etmiş. “Kendi kutlamasını yapan yapsın, bunun bizim Amerika’mızla hiçbir ilgisi yok!” diyenler çoğunluktaymış. Herhalde bizim devlet 31 Mayıs’ı resmi bayram ilan etse benzer bir tepki olurdu. 1816’da, Şükran Günü’nün tarihi yine hasat zamanına daha yakın olan 28 Kasım’a alınmış. Ama hala değişik grupların farklı şekillerde eğlendiği bir kutlamalar bütünüymüş. Bu nedenle günümüzde Amerika’da farklı Şükran Günü yemekleri ve adetleriyle karşılaşabilirsiniz.

Sarah Josepha Hale

Sarah Josepha Hale. Şükran Günü’nün anası deyip duruyorlar, ama tek bir yüksek çözünürlüklü resmini tarayıp koymamışlar, hah.

Değişen zamanlar, nüfusun artışı ve iç savaşla birlikte, bayramdaki Kızılderili kökeni meselesi tamamen bir kenara bırakılmış. O sırada Sarah Josepha Hale adlı feminist bir yazar ve aktivist, defalarca Lincoln’e mektup yazarak Şükran Günü’nün ulusal bayram olarak kabul edilmesi için uğraşmış. Kadınlara meslek sahibi olmaları için erkeklerle eşit eğitim verilmesini savunan bu hanımın kabul ettirme çabası, tam 17 yıl sürmüş. Açıkçası neden bu kadar uğraştığıyla ilgili somut bir fikrim yok, Amerikan geleneklerine son derece bağlı ve yaşatmak isteyen biri olduğunu sanıyorum.

Lincoln bu uzun ısrar sonrasında, Kasım’ın dördüncü Perşembe’sinin Şükran Günü olarak kutlanmasına karar vermiş. 1939’da Franklin Roosevelt insanların daha çok alışveriş yapması için Şükran Günü’nü Noel‘le birleştirmiş, ama gelen itirazlar sonucunda bayram önce Kasım’ın üçüncü, sonra dördüncü Perşembe’sine geri alınmış.

Kasım ayının dördüncü Perşembe’si herkes için bayram değil elbette. Kızılderililer için bu, “National Day of Mourning”‘dir, yani “Yas Günü”dür. Bugün kaşif diye andığımız Kristof Kolomb Hindistan’ı bulduğunu sandığı için yıllarca şarkılarda bile “Indians” diye anılan bu halkın çektiği çile gerçekten yürek burkucu. Hani “Trump nasıl seçildi?” diye şaşırıyorsanız, bence şaşırmayın. Amerikan yerlisi yani Native American terimi, utanç verecek kadar geç oluştu.

Şükran Günü, modern dünyada iyice Hristiyanlık kisvesi altına bürünerek, “Tanrı’ya duyulan şükran” odaklı bir hale getirilmiştir. Beş günlük tatil, kapitalizmin maaş köleleri için şükran duyulacak bir durum olsa da, hemen ertesi gün takip eden alışveriş çılgınlığı, maalesef bizi nar gibi kızarmış bir hindi misali söğüşleyen para babalarına yaramaktadır. 2014’teki Black Friday hasılatının 50.9 milyar dolar olduğunu söylersem belki bir durup hayatı sorgulayabilir, sonra da köleliğimize geri dönebiliriz.

Bu yazı, "Geleneksel Kutlamalar ve Kökenleri" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar