Mars’ta Su Bulundu – Zamanlama Manidar

“NASA Yeni Bir Şey Söylemedi!”

Evet, belki söylemedi. Ancak daha önce söylediklerini KESİN bir şekilde onayladı. Mars’ta sıvı halinde su var. Ama bunun yaşamı destekleyip desteklemeyeceği, dünyadan götürülen örneklerin yetişip yetişmeyeceği tabii ki henüz belli değil. “İhtimal var,” “güçlü bir ihtimal var,” “Artık kesin,” cümleleri arasında bilim dilinde dağlar kadar fark var.

Umarım meramımı açıkça anlatabilmişimdir.

Hale Krateri'nden başka bir RSL görüntüsü. Su, yaz mevsimlerinde kuzey batıya doğru akıyor.

Hale Krateri’nden başka bir RSL görüntüsü. Su, yaz mevsimlerinde kuzey batıya doğru akıyor.

Kanıtlananlar Ne Peki?

Mars’ın gözlem tarihi son derece uzun ve karışık. Ben de burada küçük bir tarihçe vereceğim ki, konuya yeni ilgi duymaya başlayan kişiler neyin doğru neyin safsata olduğunu iyice ayırt edebilsinler;

Mars’ın yüzeyinde akışkan su bulunabileceğini düşündüren eğimli çizgiler 2010’da keşfedilmişti. Su akıntısı her zaman olmuyor, mevsimsel gerçekleşiyor, yani ısının arttığı yaz aylarında. Su fazlasıyla tuzlu (Bir teori, Schiaparelli’nin bu akıntıları görmüş olabileceği yönünde ama zannetmiyorum).

Mars’ta yerin altında katı ya da sıvı halde su bulunabileceği düşünülüyordu. Ancak yüzeyde akışkan su olduğunun ispatlanması işi çok daha başka boyutlara taşıyor. Bir zamanların gezegenin beşte birini kaplayan bir okyanusun varlığına dair kanıtlar da bulunmuştu, ancak çoğu açıklamada geçmiş  ifadesi vardı.

mars_6

Suda yüksek oranda perklorat çözeltisi (magnezyum perklorat, magnezyum klorat ve sodyum perklorat) bulunması, çok düşük sıcaklıklarda dahi donmayabileceği anlamına geliyor (Yollara buz tutmaması için tuz dökülmesini hatırlayın). Suyun donma sınırı -70 dereceye kadar inebiliyor. Öte yandan, bu çözeltilerden ötürü Mars yüzeyinde mikroorganizmaların yaşadığı ihtimali de çok güçleniyor. Bu ihtimal 1984’te Antarktika’da bulunan Alan Hills 84001 adındaki Mars’tan düştüğü düşünülen küçük kayanın keşfinden beri konuşuluyordu. Yine bu tuzlar, Mars’ın atmosferindeki nemi de çekiyor. Keşif araçlarının üzerinde çiğ biriktiğini zaten söylemişlerdi. Bazı noktalar da kar kristalleriyle kaplı.

Şayet bir gün Mars’a gidecek olursak, bu çözeltilerden roket yakıtı elde etmenin dahi mümkün olduğu konuşuluyor.

Ancak her şey bu kadar toz pembe değil. Bir uzay aracının su veya buz olan yüzeye iniş yapması son derece tehlikeli. Çok ciddi bir sterilizasyon gerekiyor. Oradaki bakterilerin bizim uzay araçlarımızdan sonra sağ kalıp kalmayacağının belli olmadığı gibi, bizden götürülenlerin akibetlerinin ne olacağı da belli değil.

Mars_4

Mars’ta su bulunduğunun kanıtlanması çok önemli, çünkü dünyanın kaynaklarını inanılmaz bir hızla tüketiyoruz ve henüz tükettiklerimizi yerine koymanın yolunu bulmuş sayılmayız pek. Torunlarımızı (şanslıysak onların torunlarını) Interstellar’daki gibi bir geleceğin beklediği düşünmek pek yersiz değil. Özellikle de çoğumuzun, NASA bu toplantıya hazırlanırken az daha kassa Samanyolu’na rakip olacak bir bayram sonrası trafiğinde mahsur olduğu düşünülürse.

Bilim, geleceği insan gibi görmez. Sizin gelecek anlayışınız beş ya da on yıl sonra ev almak olabilir. Otuz, kırk yıl bile olabilir. Bilim insanlarının gelecek anlayışı ise bunun çok üstündedir. Dolayısıyla bugün bize hayal gibi görünen şeyleri gerçekleştirmeye çalışmak, bunun için bütçe bulmak ve gündelik yaşamlarımızın kalın perdesi arasından seslerini bize duyurmaya çalışmak hiç kolay değil. Unutmayın, uçaklar da 1000 yıl önce ancak bir iki kişinin hayallerinde var olmuştu.

Yorumlar