Dost Bir Irkın Yeniden Şekillendirdiği Topluma Bakış: Çocukluğun Sonu

“Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz.”

Çünkü insan, her zaman bir sonraki adımı arzular. Bir toplumu oluşturan bireylerin tamamı için olmasa da, büyük çoğunluğu için şartların yüzde yüz tatmin sağladığı koşullar düşünülemez. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin getirdiği refahla toplum içerisindeki uyumu ve bütünlüğü bozacak sosyal ve biyolojik etmenler kontrol altına alınsa bile (savaşlar, açlık, doğal afetler gibi); bu sefer de şartları bir sonraki noktaya taşıyamamanın tatminsizliği ya da geçmişe, şartların o kadar da mükemmel olmadığı zamanlara duyulan özlem baş gösterir. En azından insanlığın çağımıza dek olan sürece karşı verdiği tepkiler, hızlı tüketim ve bütün o teknolojik gelişmelerin tedavi edemediği tatminsizlik ve huzursuzluk durumu bu önermeleri doğrular nitelikte.

Gelmiş geçmiş en büyük bilimkurgu yazarlarından biri olan Sir Arthur Charles Clarke’ın 1953 senesinde tamamladığı ve aynı sene yayımlanan eseri Childhood’s End (Çocukluğun Sonu), bizleri insanlığın sonsuz uzay boşluğunun uzak bir galaksisinden kendilerini ziyarete gelmiş olan bambaşka bir ırkla karşılaştığı bir geleceğe götürüyor. Ülkemizdeki bilimkurgu okurlarını senelerdir ziyadesiyle tatmin eden İthaki Yayınları’nın yeniden ve harikulade bir şekilde bastığı bilimkurgu klasiklerinden biri olan Çocukluğun Sonu, özellikle kapak ve iç tasarımıyla dikkatleri çekiyor. Kitap, Ekin Odabaş’ın sürükleyici ve kusursuza yakın çevirisiyle okurların beğenisine sunuluyor.

Arthur C. Clarke

Arthur C. Clarke

Kitap, üçüncü ağızdan aktarılan üç kısımda sunuluyor bizlere. Üç kısımda da, insanlığın ve dünya düzeninin aldığı yeni halin bambaşka etaplarında karşımıza farklı karakterler çıkıyor. Dünya ve Hükümdarları (Earth and the Overlords) başlıklı birinci kısımda, yirminci yüzyılın sonlarında, Birleşik Devletler ve Sovyetler Birliği arasında kızışan yarış ve askeri anlamda birbirlerine üstün gelme isteği sonucu, özellikle uzay çalışmalarında büyük bir ivme yakalanmıştır. Ancak günün birinde, dünyanın büyük şehirlerinde gökyüzünde beliren devasa uzay gemileri tüm bu yarışı bir anda sonlandırır. Bir hafta sonra, kendilerine Hükümdarlar (Overlords) denilen ve katiyen gemilerinden çıkmayan bu gizemli ırk, insanlığın sonunun gelmesini önlemek amacıyla yönetimi ele geçirdiklerini duyururlar. Dünyadaki tüm savaşları, eşitsizlikleri, adaletsizlikleri, hastalıkları birer birer yok etmeye başlarlar ve tüm canlıları koruma altına alarak çevre kirliliğine karşı dikkate değer önlemler alırlar. Hükümdarlar ve hepsi adına insanlarla iletişime geçen Dünya Gözetmeni Karellen, düzenli olarak gemilerindeki bir alanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Rikki Stormgren’le görüşür. Şimdilik insanlıkla bu şekilde iletişime geçmeye karar vermişlerdir ve başta Stormgren olmak üzere, Hükümdarlar’ın iyi niyetine inanan birçok insan vardır. Ancak kendilerine Özgürlük Birliği diyen direnişçi bir grup, bunun tam aksini dile getirmekte, şiddet içermeyen eylemler ve imza kampanyaları düzenlemektedir. Bu birlik, insanlığın tutsak olmasına karşı çıkmakta ve herkesin kişisel özgürlüklerini ve (elbette en başta din olmak üzere) geleneksel bazı ritüellerini yerine getirmeye devam etmeleri konusunda ısrarcıdırlar. Bu isteklerini Genel Sekreter’e devamlı iletirler ve en azından Hükümdarlar’ın fiziksel formlarını göstermelerini isterler. Ancak Hükümdarlar, insanlığın en azından bu neslinin buna hazır olmadığını, ancak 50 sene gibi bir süre zarfı içinde bunun mümkün olabileceğini dile getirirler.

childhoods-end

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar