Evrimin Karanlık Yüzü: Maymunlar Gezegeni

Burada bir parantez açıyorum: Kitap boyunca yer alan maymun kelimesinden kasıt insansı maymunlar. İngilizce tercümelerde “ape” olarak geçen bu terim şempanze, bonobo, goril ve orangutan gibi kuyruksuz maymun türleri için kullanılmaktır. Kapa parantez. Bir günlük, hatırat havasında yazılmış Maymunlar Gezegeni. Okuyucunun kendisini hikayeye daha fazla kaptırmasını sağlıyor ki, bende durum tam olarak böyle oldu. İki günde bitti ama etkisi hala geçmedi. Kolay da geçmez sanırım.

maymunlar-gezegeni-1

Kitap, sadece bilimkurgu türü ile sınırlandırılıp değerlendirilemeyecek kadar çok malzemeye sahip. Pierre Boulle, bu anlamda kalemini gayet iyi kullanmış. Detaylandıralım: Kendisini maymunların yönettiği bir gezegende bulan bir insanın ruh hali bir düşünelim. Tam bir çöküş. Yaşayan tek egemen tür iken kendisiyle aynı akıl seviyesinde ikinci bir ırkla karşılaşıyor. Hem de bunun çok iyi bilinen bir tür olması işleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Bilmediği bir ırk karşısına çıksa insanoğlunun yaşadıkları daha farklı olurdu. Nitekim kitapta bu durum -tam manasıyla kullanılamamış olsa da- gayet güzel ele alınmış. Ulysse’nin ilk yakalandığı anlar, goriller tarafından yemeklerinin getirildiği ve testlerinin yapıldığı bölümler okuyucuya başarıyla aktarılmış. Sözünü ettiği hadisenin okuyucuya bıraktığı etki inanılmaz. Bununla beraber Ulsse ve maymun işbirlikçisi arasında geçen kısımlar, bir diğer değilmesi gereken önemli nokta.

Uzaylı da Olsa…

…İnsan insandır, ama burada tam olarak öyle değil. Soror’da insan hayvan tabiri caizse. Buna karşın birbirlerinin dillerini bilmeseler de zamanla öğrenen farklı ırklara mensup iki canlı daha ilk karşılaşmalarında birbirlerine sempati duyabiliyor. Bu durum gittikçe ilerler ve birbirlerine gezegenleri ve ırkları hakkında bilgi aktarımında bulunmaya başlarlar. Bunun temelinde yatan içgüdü ancak sağduyu ve merak olarak açıklanabilir. Merak her canlının sahip olduğu bir içgüdü, ama gel gelelim sağduyu öyle değil. Biraz düşününce aynı topraklar üzerinde yaşayan insanların bunda eksik olduğu su götürmez. Ancak birbirlerinin varlığından on binlerce yıldır habersiz olan iki ırkın bireylerinin rahatlıkla anlaşabildiğini okuyoruz. Sağduyu ve merak bir araya gelince iki farklı gezegende yaşayan ırk anlaşmanın bir yolunu bulabiliyor. Yazar burada insanoğluna mesajı çakmış denebilir.

Kitapta Soror, insanı dünyada maymun kelimesinin eş anlamlısı olarak yer alıyor. Yukarıda da dediğim gibi; evrim bu sefer rolleri değişmiş. Vahşi bir hayat sürüyor bu gezegende insanlık. Maymunlardan korka korka ormanlarda yaşıyor. Başka bir gezegenden gelen bir insan için idrak etmenin mümkün olmadığı bi diğer şeyde türdeşlerinin hayatlarını sürdürme şekilleri. İnsanın beyni bu durumu anlamaz/anlayamaz. Hatta algılayamaz olanı biteni. Gorillerin kaba kuvvet sahibi, orangutanların dediğim dedik bağnaz kesimi oluşturuğu, şempanzelerin sağduyu ve bilimin yolunda ilerlediği bir toplum burası. İnsanoğlu hayvan hayatı yaşıyor. Anlatıcıyı, Ulysse’i en çok şaşırtan durum tam olarak bu. Evrenin hakimi olduğunu düşündüğü kendi türünün düştüğü durum. Okuyucu içinde aynı derecede sarsıcı. Düşüncesi bile korkunç denebilir.

Planet of Apes (1968)

Planet of Apes (1968)

Dedik ki; sinema sektörü kitabı çok sevdi ve uğruna filmler çekti. Bu filmlerden ilki 1968 yılında izleyici ile buluştu. Bunu takip eden yıllar boyunca izleme alışkanlığı değişen insanoğlu, 2000’li yıllarda geri döner maymunların hakimiyetindeki dünyayı izlemeye. Kitaptan sonra televizyon versiyonları için anca görsel efektlerin başarılı olduğunu söyleyebilirim. Zira (kitabı okuduktan sonra bu kelimeyi görmek bir garip geliyor) kitabın başı da sonu da çok iyiydi. Özellikle sonu. Bitince yumruk yemişe döndüm.

İthaki Yayınlarının elinden çıkan Bilimkurgu Klasikleri serisinin üçüncü kitabı Maymunlar Cehennemi. Çeviri kısmında sıfır sıkıntı ancak editleme aşamasında gözden kaçan birkaç imla hatası bazen tempoyu düşürebiliyor. Bu arada kitabın ilk sayfalarında yer alan Kutlukhan Kutlu’nun “Türün Kadar Konuş!” başlıklı yazısı tekrar tekrar okunulası olmuş. Kitabın devamını daha hızlı idrak etmek bakımında çok faydalı bir yazı kaleme almış kendisi.

O kadar yazdım, sadede geliyorum. Ne yapın edin okuyun. Soror, insanoğlunun evrimde kaybettiği bir dünya. İçinde yaşadığımız gezegeni öpüp başımıza koyalım.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar