Evrimin Karanlık Yüzü: Maymunlar Gezegeni

Yaşadığımız gezegen üzerindeki aklını kullanabilen, karar verme mekanizması ve muhakeme yeteneğini -bilinçli olarak- kullanan tek canlı türü insan. Egemen ırk olarak binlerce yıllık evrimin nimeti olarak gezegende bizim borumuz ötüyor. Bununla birlikte yıllardır “Acaba başka bir yerlerde yaşam var mı?” diyerek uzayın derinliklerine gözlerimizi dikmiş durumdayız. Bulabildiğimizi varsayalım; tüm zamanların en büyük keşfi olurdu kuşkusuz. Tabi bir de bulduğumuza pişman olma ihtimalimiz de var.

Bu ihtimal şimdilik yok denecek kadar az. Sebebi şimdiye kadar herhangi bir yaşam bulunamamış olması. Ancak Fransız yazar Pierre Boulle’nin kitabı Maymunlar Gezegeni’nde durum insan ırkı için içler acısı. Yazarın edebiyat alanında en fazla hatırlanmasını sağlayan kitabının bu olduğunu da söylemekte yarar var. Sinema sektöründe de birçok kez kendine yer bulmayı başardı, Betelgeuse yıldızı yörüngesindeki Soror (Latince kız kardeş manasında) gezegeninde yaşananlar.

Tarih olarak 2500 yılında iki bilim adamı, bir gazeteci ve bir de şempanzenin yer aldığı bir yolculuktayız. Hedef, Dünya’dan yaklaşık 300 ışık yılı (kitapta verilen mesafe bu) uzaktaki Betelgeuse adlı yıldız. Kendisini biraz da iyi şansının bir sonucu olarak bu yolculukta bulan Ulysse Merou adlı gazetecinin ağzından dinliyoruz olanı biteni. Yıllarını ve maddi gücünü bu yolculuğa adayan Profesör Antelle’in yönettiği yolculuk sonucunda dört yolcu nihayet hedeflerine ulaşır. Yıldızın tıpkı bizim Güneş Sitemimiz gibi bir sistemi olduğunu ve bu sistem içerisinde Dünya benzeri bir gezegenin olduğunu çok geçmeden fark ederler. Yapılan gözlemler sonucu coğrafi özelliklerindeki benzerlikler nedeni ile Soror adını verdikleri gezegene iniş yaparlar. Karşılarına çıkan manzara şaşırtıcıdır zira solunabilir havası, Dünya’daki ormanlara benzeyen yeşilliği ile canlı yaşamı için gayet elverişli bir gezegen keşfedilmiştir. Durum bununla kalmaz. Çok geçmeden gezegen üzerinde umut ettikleri yaşam belirtileri ile karşılaşırlar: İnsan ayak izleri.

Pierre Boulle

Pierre Boulle

Başlarda yaşadıkları gezegenden bu kadar uzakta tutup tekrar insan izine rastlamaktan dolayı biraz hevesleri kaçsa da, çok geçmeden durumun zannettikleri gibi olmadığı ortaya çıkar. Soror gezegeninde yaşayan insanlar vahşi birer hayvan gibi hayatlarını sürdürmektedir. Medeniyete ya da uygar toplum hayatına sahip olanlar ise maymunlar (diğer bir değişle insansı maymunlar). Evrim sırasında olayların maymunların lehine geliştiği bu gezegende, insanoğlu kobay muamelesi görmektedir.

Yıllar süren yolculuk (topu topu iki yıl) sonucunda kendilerini bu ortamda bulan yolcular ne yapacaklarına karar veremeden gezegenin rutin düzeninin parçası olurlar: Gorillerin düzenlediği av partisindeki avlar. İçlerinden birinin hayatını kaybettiği av sırasında bir diğer ortağını da gözden kaybeden Ulysse, biyolojik araştırmaların yapıldığı bir tesiste bulur kendisini. Gorillerin gardiyanlık yaptığı orangutan ve şempanzelerin yönetiminde olan bir tesisten bahsediyoruz. İnsanlar üzerinde koşullu şartlandırma ve daha nice deney ve gözlemin yapıldığı bu yerde Ulysse, düşünebilen bir varlık olduğunu maymunlara ispatlamak için mücadele verir. Evrende ruha sahip tek varlığın maymunlar olmadığını kanıtlamaya çalışır. İşin ilginç tarafı, bu mücadele sırasında edindiği maymun müttefikler olur.

Evrime Zeval Olmaz

Evrim, Dünya’nın başına insanları musallat ettiği gibi Soror içinde maymunları uygun bulur. Bu türde bir kitabı en son ne zaman okudum hatta okudum mu onu bile hatırlamıyoum. Bunun kadar başarılı olmadığı/olamadığı için hatırlamıyorum okuduysam eğer. Silah taşıyan, araç kullanabilen, Pavlov’un deneyini insanlara uygulayan maymunların olduğu bir kitaptan bahsediyoruz. Okurken “yuh!” dediğim yerlerden birisiydi açıkçası. Yazar 20. yüzyıl teknolojisine sahip bir maymun uygarlığı kaleme almış. Yaşadığı yüzyılın nimetlerini maymunlara uyarlamış iyi de olmuş. Diğer türlü uzaya hakim bir maymun ırkı çok daha korkunç olurdu.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar