Bir Seri Olarak Alien

Çekilemeyen Alien 3 ve Alien 5

William Gibson’un 3. Film için değişik fikirleri vardı. En önemlisi Ripley’in ölmesi ve hikayenin Hicks ve Newt üzerinden gitmesiydi. Gerçekleşmediğine gerçekten üzüldüğüm bir proje yakın tarihte Neill Blomkamp 5. Alien filmi olarak tarafından tekrar çekileceği dedikoduları çıksa da gerçekleşmedi. Bize de o projenin konsept tasarımlarına bakmak kaldı.

Aliens’ten Hicks 3. filmde böyle gözükebilirdi.

Çekilemeyen Alien 3’ün senaryosuna bakmak isterseniz:

Çekilemeyen Alien 3 Senaryosu

Neil Blomkamp’ın üzerinde çalıştığı filmin konsept çalışmaları bağlantıda mevcut (Buradaki Ripley tasarımının Alien Ressurrection’daki Newborn’un ilk tasarımı üzerinden yapıldığını tahmin ediyorum):

Alien 5 Konsept Çalışmaları

Alien 3 (1992)

Projeyi yürütürken de bir çok hata yapılmış. H.R. Giger’e köpekten çıkan Alien fikriyle gelişen bir tasarım sipariş etmişler, sonrasında bunu kullanmadıkları gibi H.R.Giger’in ismini filme hiç koymamışlar sonrasında açılan dava sonucu filme H.R. Giger’in ismini eklemişlerdi.

Buradan hem Giger’in film için yaptığı eskiz ve tasarımlara hem de konuyla ilgili Giger’in açıklamalarını görebilirsiniz:

Giger'ın Alien 3 İçin Hazırladığı Eskizler

David Fincher’ı sevmememiz için yukarıdaki bilgiler yeterli, ama filme de bir bakalım:

İlk iki filmde gördüğümüz sahnelerin benzeri bu filmde mevcut. Birinci film gibi kapalı alanda tek bir yaratıkla mücadele, sentetik robottan bilgi almak için kafa kısmını tekrar çalıştırma, ikinci filmdeki gibi Ripley’in kaçış gemisinin kazara bulunması ve bir tek Ripley’in kurtulması gibi. Bu filmde de doğru olarak Alien ile muhatap olan ekip alt tabakadan, suçlular ve mahkumlar.

Bilimkurgu edebiyatı ve sinemasında din olgusu eğer genel hikayeyi ilgilendirmiyorsa genellikle kullanılmaz. Bu filmde (üstelik diğer filmlerden daha sonra geçmesine rağmen) birden körkütük bir din söylemi karşımıza çıkıyor.

Metafor bu değil!

Alien baştan yazdığımız gibi metafor ve alegori içeren bir yapım. Hali hazırda tecavüzcü/saldırgan metaforu elimizdeyken filme gerçek tecavüzcü koymanın her hangi bir esprisi yok (Film insanların Alien’den bile kötü varlıklar olduğunu gösteren bir yapıda gitseydi kabul edilebilirdi, ama bu haliyle Alien’in neyi sembolize ettiğini bilmeyen biri tarafından yazılmış/yapılmış gibi duruyor).

İkinci filmde tecrübesi sayesinde tam bir belalı hatuna dönmüş olan Ripley nedensiz bir şekilde tekrar korkak bir karaktere dönüşüyor. Sonrasında kendini topluyor ve nihayetinde kendini feda ediyor. Etrafındakilere gelince genelde Alien filmlerinde ekipten gözümüze bir kaç kişi batar. Bu filmde maalesef aklımızda kalan Charles S. Dutton’un canlandırdığı yobaz rahip Dillon haricinde herhangi bir karakter görmüyoruz.

Bir de bunlara şimdiye kadar gördüğümüz ekrana yansıyan en kötü Alien (kukla ve CGI’ı kastediyorum) eklenince eski dörtlemenin en zayıf halkasına Alien 3 diyebiliriz.

Alien 3’te Neler Gördük, Literatüre Neler Eklendi?

  • Alien’in başka bir canlıdan da türeyebileceğini, bu sayede farklı formlarda olabileceğini gördük (Haliyle bu akıl edilebilecek bir şey ve köpeği ele geçiren uzaylı fikrini 1982 yapımı The Thing’de gördük ama Alien serisinde ilk kez gördük).
  • Weyland Yutani’nin askeri birimini gördük.
  • Ana kraliçenin de aynı Alien’ler gibi ürediğini gördük (Bu da Alien üremesini daha önce yazdığım yumurta/tavuk mantık zincirine oturtuyor).
  • Hapishane gezegen ve içinde yaşayan yobaz erkek mahkumları gördük (?).

Alien: Ressurrection (1997)

Serinin dördüncü filmi Delicatessen ve The City of Lost Children’dan tanıdığımız yönetmen Jean-Pierre Jeunet’e emanet edilirken, senaryo o zamanlar yolun başında olan Joss Whedon’a emanet ediliyor. Jeunet’in karanlık steampunk ortamlarında Alien serisindeki belki de en ilginç ekiple karşılaşıyoruz. Bu ekibi Firefly ekibiyle bir karşılaştırın, ilginç benzerlikler keşfedeceksiniz.

Hikaye Alien 3’ten 200 yıl sonrasında geçiyor. İçinde kraliçe Alien lavrası bulunan Ripley’in kanından Alien ve Ripley üretme çalışmaları yapılmaktadır. Ana Kraliçe üretilmiştir ve yan ürün olarak Ripley’in Alien’la birleşimi Ripley 8 üretilmiştir.

Bir değişiklik olarak bilgisayar sesi bu sefer erkek ve iletişime geçerken “Anne” yerine “Baba” diyerek iletişime geçiyorlar. Su altı Alien takip sahnesi, Ripley’in Alien’ler içine gömülerek kaybolması, alien taşıyan deneğin doktorunu chestbuster vasıtasıyla öldürmesi ve ilginç aksiyon sahneleriyle vurucu sahne üretiminde bu filmin diğer filmlerden öne geçtiğini söyleyebiliriz.

Ripley bildiğimiz Ripley değil, onun daha karanlık bir versiyonu. Zaten Sigourney Weaver’ı ancak bu şekilde projeye ikna edebilmişlerdi.

Tasarım konusuna gelince filmin en kötü yönü bu. Klonlama yöntemiyle geliştirilen Ana Kraliçe Ripley’in genetiğine sahip olduğu için yumurtlamak yerine doğum yapıyor. Çıkan yaratık (newborn) sanırım şimdiye kadar gördüğümüz en kötü Alien tasarımı. Sebebini tam bilmemekle beraber (bir önceki filmin davası yüzünden çalışılmak istenmemiş olabilir) bu filmde de H.R. Giger’le çalışılmamış. Bu yeni doğan Alien için yapılan ilk konsept tasarımlar Species filmindeki (ki o da Giger tasarımı) yaratığa benzediği için kabul edilmemiş ve tekrar elden geçirilmiş.

Niye böyle bir Newborn yerine filmdeki ucubeyi gördük?

Newborn’un H. R. Giger’in örnekteki çizimine benzeyen bir yüzü (tabii çizimdeki yüz yerine Weaver’in yüzünü düşünün) ve formu olsaydı bu film hakkında bir çok insanın görüşü değişirdi diye tahmin ediyorum. Konuyla ilgili Giger’in Fox’a yazdığı sitemkar bir mektup internet üzerinde mevcut.

Giger'ın Fox'a Alien: Resurrection Hakkında Yazdığı Mektup

Alien: Resurrection’da Neler Gördük, Literatüre Neler Eklendi?

  • Telepati ve ana kraliçenin emirlerine uyma özelliklerini biliyorduk ama aralarında da bir etkileşim olduğunu hatta kaçmak için aralarından birini feda edebileceklerini gördük.
  • Eğitilebildiklerini ve intikam alabildiklerini gördük (Gerçi burada söz konusu Alien yumurtadan çıkma normal versiyon mu yoksa Ripley’den üretilen DNA’sı karışık versiyon mu onu bilemiyoruz).
  • Ayrıca Alien’lar formları itibariyle su altında da gayet aktifler.

Alien 3 ve 4 için Son Söz

Hem H. R. Giger’e yer verilmeyip kötü tasarımlar kullanılması hem de stüdyonun müdahalesiyle senaryoların defalarca yazdırılması, son an değişiklikleri bu iki projenin de zayıf filmler olmasına sebep olmuş. Bu iki filmin yönetmen ve yazarları bile bu filmleri benimsemiş değiller.

Yorumlar