Dünyaya Geldiğinize Pişman Ettiren Uzaylı İstilası Konulu Filmler

Evrendeki belli başlı ırkların gezegenimize karşı bünyelerinde biriktirdikleri tutku, nefret ve aşk karışımından oluşan o ilginç duygu, zaman zaman can sıkıcı istila girişimleriyle sonuçlanıyor. Bu istilaların sebepleri farklı. Kimisi Andromeda’nın bağrından güneş sistemimize direksiyon sallayıp, aynı şevkle tüm insanlığı yok etmek gibisinden abuk bir iddiayla hareket ederken; Klaatu gibisinden çok daha ılımlı ve kozmik değerler taşıyan “yok edici” dostlarımız ise; sırf dünyayı insan ırkının iğrençliğinden kurtarabilmenin derdine düşüyor. Amaç ne olursa olsun, olan biz zavallı homo sapiens mensuplarına oluyor. Ne yöne dönersek dönelim popolar hep açıkta ve arkada kalıyor! Peki neymiş bu dünya dışından gezegenimize damlayan istilacı goygoycuların derdi? Akıllarına estiği dönemlerde gezegenimizi istila etmeye soyunan uzaylıların cirit attığı en seçkin örneklerini sizler için alfabetik sırayla derledik…

1- Attack  the Block / Uzaylıların Şafağı (2011)

Bir grup varoş ergen irisi, mahallelerini uzaylı saldırısından korumaya çalışır! Nasıl? Kulağa pek bir 80’ler kafası gibi geliyor öyle değil mi? Kaldı ki Joe Cornish’in artısı, bu öyküyü 80’ler nostaljisine bulamadan tam da Güney Londra argosuyla perdeye taşıması. Malzeme çok parlak görünmeyebilir, ama kesinlikle işlek vaziyette! Hele bir de yaratıcı ekibe Shaun of the Dead’in kafa takımından stratejik isimleri de eklerseniz değmeyelim keyfinize! Yine de “Shaun of the Dead’in uzaylı versiyonu” bekleyenler için çeyrek ölçek hayal kırıklığı da yok değil hani içeriğinde! Shaun ve ekibiyle kıyaslandığında karşımızda daha “misfit” bir topluluk vardır. Hem dünyalılar hem de uzaylılar tarafından “dışlananların” başı çektiği bir taşra öyküsü bu! Ve asıl ilgi çekici tarafı ekranı karartan sivri neon dişli uzaylımsılardır. Sonraları Big Gorilla Wolf diye adlandırılacak olan bu kıllı silüetler; hem bir 80’ler ürünü kadar tanıdık hem de daha önce görmediğimiz ölçüde ucuz ve etkileyicidir.

attack-the-block

Yıllar sonra Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor filminde Finn karakterini perdeye taşıyacak olan John Boyega; 19 yaşında, sorumluluğundaki veletleri korumak için eline geçirdiği katanayla uzaylı avlayan Moses rolünde oldukça inandırıcıdır hani! Evet evet klişe geliyor! Uzaylı istilası fonunda, dört dörtlük bir büyüme öyküsüdür bu!

2- Battle Los Angeles / Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı (2011)

Kelimenin tam anlamıyla uzaylıyı Amerikan ordusuna dövdüren ve en suyu çıktığını düşündüğünüz anda beylik militarist kelamlara abanarak sizleri serseme çeviren nanoteknolojik bir istila “geyiği” var karşınızda! Hatta buradaki söz konusu “geyik” dolgun bütçeli filmlerin çakmalarını üreten Asylum şirketinin de epey işine gelmiş ve bu uzaylı cümbüşüne bir de Battle of Los Angeles sancağı altında trash ufo saldırısı eklenmişti.

battle-los-angeles-1

Hollywood’un “azılı çenelerinden” Aaron Eckhart’ın aksiyon sularında yüzme çabası, yaşı geçmiş çavuş Nantz ve onun ağzından dökülen hamasi salvolar sizi bıktırmadığı sürece; Hasbro reklamlarını andıran bir seyirlik kıvamındaydı. Yine de yarı organik uzaylı tasarımlarının hak ettiği değeri görmediğini belirtelim… Peki onları öldüren silahlar mıydı yoksa aşırı dozdaki hamaset edebiyatından bıkıp topluca intihar mı ettiler dersiniz?

3- Cowboys vs Aliens / Kovboylar ve Uzaylılar (2011)

Sinefillerin uzun zamandır yollarını gözlediği bir konsept uzaylı – kovboy kapışması! Gel gelelim bu zamana kadar şöyle ferah ferah izleyebildiğimiz bir örnek çıkmadı. 2009 yılında tv için üretilen High Plains Invaders, ısınma turu için fena değildi. Fakat asıl bomba iki yıl sonra geldi. Geldi ama ne yazık ki elde patladı. Iron Man 2 filminin ardından bir süreliğine Marvel dünyasına ara veren Jon Favreau; bu sefer Platinum Studios’un bilimkurgu – western öyküsünü perdeye taşıdı!

covboys-aliens

1873 yılının Arizona’sı… Absolution kasabasında kasabasında gözlerini açan amneziden muzdarip yabancı, muhtemelen bu filmde rastlayacağınız en normal şey! Biraz sonra tüm kasaba uzaylı istilacılarla dolup taşacak ve tahmin edin bakalım günün kahramanı kim olacak? Yine de filmin hakkı gereğinden fazla yendi. 80’li yılların ucuz canavar filmlerinden fırlamışa benzeyen kabuklı uzaylı tasarımları için bile şans tanımaya değer bir eğlenceydi! Olivia Wilde’in dünya dışı güzelliği de cabası!

4- Dreamcatcher / Rüya Avcısı (2003)

Pek güzel dilimize Rüya Avcısı olarak kazandırılan Stephen King’in öncül öykülerine göndermelerle dolu eserinin tartışmalı sinema uyarlaması… Eh! Kameranın arkasındaki isim Yıldız Savaşları ve Indiana Jones filmlerinde kalem oynatan; Body Heat, Grand Canyon ve Silverado gibi farklı skaladan işlerin altından kalkmayı başaran Lawrence Kastan gibi bir isim olunca insan ister istemez beklentiye kapılıyor tabi!

dreamcatcher

Gel gelelim Dramcatcher, ilk yarım saatine hakim olan “King usulü” öyküye finalde inandırıcı ve tutarlı bir uzaylı istilası kılıfı dikmeyi başaramamış bir uyarlamadır! Bunun suçunu tek başına Kastan’a yüklemek elbette ki acımasızlık. Nihayetinde King’in sevdiği türden üç aşamalı bir öykü bu! Dört arkadaşın, hasta bir çocuğun hayatını kurtararak, telepatik güçler kazanması, sonrasında bu dört arkadaşın bir araya gelmesi, karantinanın ortasında kalması ve nihayet son aşama olan istila kısmı. King sağ gösterip sol vurma becerisini kağıt üzerinde okuyanın başını döndürecek bir kurguyla konuştursa da Kastan’ın beyaz perdede kendisine tanınan 2 saat 15 dakikalık sürede bu esnekliği sağlayabilmesi neredeyse imkansız. Dolayısıyla Dreamcatcher teknik yorgunluk sebebiyle “kitlesel istila”mevzusuna izleyiciyi inandırma kısmında çuvallıyor. Hatta “neredeyse” kaderi bu! Akıllarda kala kala çok dişli fallik yaratık tasarımları ve Morgan Freeman’ın gür kaşlarının tepesine toplanmış kar taneleri kalıyor.

Yorumlar