Suicide Squad : Perşembenin Gelişi Çarşambadan Belli Olur

Suicide Squad : Bir Avantaj Nasıl Dezavantaja Çevrilir?

Bakıyorum alt kültür camiası yine aynı gün yazılıya girmiş gibi, herkes Suicide Squad çekme fikrinin Guardians of Galaxy’den kaynaklandığını yazmış. Ama kimse işin altında yatan dinamikleri doğru düzgün açıklama zahmetine katlanmamış.

DC’nin, Suicide Squad’a kadar daha önce sinemaya aktarılmamış bakir karakter gibi bir avantajı yoktu (Aslında çok var tabii, ama şimdilik ilgilenilen karakterler ortada). Guardians of Galaxy, Marvel’in bile beklentisinin ötesinde iş yapınca, Warner Bros’taki dahiyane yapımcılar da aynısını istedi. Herhalde aranızda tasarımcılar vardır. Hani müşteri gelir ve “Filanca yerde şöyle bir şey gördüm, çok beğendim. Aynısından bana da yap!” der ya. Verilen bütçe dışında zihniyet tamamen aynı.

DC’nin sinemadaki en büyük dezavantajı ne? Bir tane değil ki… En popüler karakterlerinin, daha önce ikonik aktörlerin oynadığı kült sayılan filmlere sahip olması. Seyirci kitlesinin yeniliğe açık X jenerasyonu ergenlerinden, “Her şey benim istediğim gibi olacak!” diyen şımarık Y jenerasyonuna evrilmiş olması. Üstüne de, Y jenerasyonunda 90 sonrası doğanların çocukluk yıllarının genellikle Jetix’teki (eski Fox Kids) Marvel çizgi filmleriyle geçmiş olması nedeniyle DC üslubunu kendilerine biraz yabancı bulmaları. Bundan daha önce doğmuş DC fanatiklerinin karanlık üsluba alışık olmaları nedeniyle yücelttikleri Nolan filmlerinden başka bir şey görmek istememeleri. Yukarıda bahsettiğim “Bir film seyircisine her şeyi açıklamalıdır” alışkanlığı. Yoldan geçen adamın bile Superman ve Batman, hatta Joker hakkında bir şeyler bilmesi. Bugüne kadar avantaj gibi gözüken bir durum tersine dönmüş durumda: Animasyon evreninin zenginliği. Hele de çocukluğu bu animasyonlarla geçmiş insanların imgelemindeki şartları kırmak çok zor. Siz, herhangi bir makyajlı aktörün Kevin Conroy’un seslendirdiği bir Batman ya da Mark Hamill’in seslendirdiği bir Joker’le, yani ideanın kendisiyle mücadele etmesini kolay mı sanıyorsunuz?

ss_deadshot

Zira DC sinema evreninde tanınmayan, ilk defa işlenecek karakter fırsatı gerçekten küçümsenecek bir şey değildi. Ama fragmanları büyük bir tutarsızlıkla, belki de süper kahramanlardan bile daha fanatik hayranlara sahip Joker’in üstüne yoğunlaştırınca, kendi kalelerine çok temiz bir gol attılar. Çünkü Warner Bros’un açgözlülüğü tutmuştu bir kere. Halbuki fragmana hiç koymasalardı ve tamamen sürpriz olsaydı? Bakın o zaman kimsenin aklına eleştirmek geliyor muydu? Neyse, özetle WB hiçbir şart tutmamasına rağmen Guardians of Galaxy formülünü takip etmek istedi ve fena çuvalladı. Sadece Joker yüzünden değil.

Birincisi, Suicide Squad, GoG’un aksine “çöp ama sempatik” suçlulardan oluşmuyor. Gerçekten kötü yürekli, akıl hastası ve bencil olan bu karakterler, hoşumuza gitmeyecek kadar gerçekler, belki biraz Captain Boomerang dışında (Belki de bu yüzden “Gerçek Kötüler” diye çevrildi. Of ya. Benim jenerasyonumdan olup da o afişe Ayı Yogi ve Scooby Doo’yu düşünmeden bakabilen var mı?). İçlerinde en insani özelliğe sahip olanı Deadshot. Neden? Çünkü çocuğu var ve onun için her şeyi yapar (Bu da ayrı ilginç, geek camiasının yarısından fazlası “Çocuk yapacak mısınız?” derse size neden yapmayacağına dair yarım saat vaaz verebilir, ama sinemada sevimli bir kız çocuğuyla empati kurmaları milisaniyeler sürüyor. Dolayısıyla anlıyoruz ki ne beklenti, ne de psikoloji ana akım sinema seyircisinden pek de farklı değil).

Deadshot vs Deadpool

Ana akım sinemasının bir tetikçiyi bu kadar sevimli gösterme çabası (sadece bu film için değil) şahsen beni rahatsız etti. O kadar ki, “Deadshot yine normal ya, öyle kötü değil, işinde gücünde adam,” diyenler bile oluştu. İşinde gücünde, ha? Superman gülümsemiyor diye topa tuttunuz, çocukluğunuz mahvoldu, ama elin kiralık katili iki kere sırıttı diye bağrınıza basmaya hazırsınız? Vay anasını sayın seyirciler. Bugün rahmetli Uğur Mumcu’nun çocuklarına bir sorun bakalım, babalarının arabasına bombayı yerleştiren kişi için “İşinde gücündeymiş adamcağız,” derler mi? Ya da Kennedy’nin eşi bunu söylemiş midir? Şimdi niye böyle bir noktaya dokundum? Hollywood’un manipulasyon gücüne örnek verebilmek için. Normal hayatta değer yargılarımızın -güya- asla kabullenemeyeceği şeyleri, sevimli bir aktörün suratıyla sunulunca gülümseyerek seyredip üstüne bir de patlamış mısır yiyoruz. Deadshot gibi normalde itici bir karakteri Will Smith oynayınca sempatik bulabiliyoruz. Ama ne çare ki, DC hiçbir zaman Deadshot’u sempatik göstermeye çalışmamıştı. İşte dengelerin oynadığı yer de burası zaten.

ss_boomerang

Deadshot öyle bıçkın, delikanlı bir adam değildir. Mesela Amanda Waller’a karakter atıp Harley’i vurmamazlık etmez, tam tersine çizgi romanlarda psikopat bulduğu Harley’i emir filan almadan vurmuştur. Ama Will Smith’e lafım yok, araya sokuşturulduğu bariz olan replikler haricinde elinden geleni yapmış gibi görünüyor. Zaten eşi Jada Pinkett Smith’le (Gotham’daki Fish Mooney) DC evrenine resmen monte oldular.

Şöyle ki, Suicide Squad’da zaten iki tane yeterince sempatik karakter var: Harley ve Captain Boomerang. Harley, animasyon doğumlu ve Squad’a epey geç katılmış bir karakter. Batman hikayelerinin en sevimli suçlusu diyebiliriz. Margot Robbie ise insanı sürekli kendine baktıracak kadar güzel ve çığlıkları bile insan kulağını rahatsız etmeyecek bir desibele sahip olduğu için, iki kat daha sevilesi. Captain Boomerang ise, tipik bir Flash düşmanı. Flash’in düşmanları, DC evrenindeki diğer süper suçlulara göre hayli sempatiktir. Ama filmde, onu bile daha sevilesi gösterebilmek için en kült sahnelerinden birini değiştirmişler: Normalde, Slipknot’u ikna ederken kendisinin kaçmak gibi bir niyeti yoktur, sadece “Cidden patlayıcı var mı?” deneyi yapmaktadır. Slipknot’un kolu patlayınca (evet kolu, kafası değil) “Hmmm, tahmin ettiğim gibiymiş,” der. Oysa filmde “sözünün eri” şeklinde o da kaçmaya çalışıyor.

Sen Suicide Squad gibi bir acımasız bir zırdeli grubunu alıp, bunun üstüne “Deadpool” formülünü uygularsan, yani Deadshot gibi bir suçluyu anti-kahraman gibi gösterirsen olmaz. Üstüne bir de Killer Croc’u da sevimli yapmışlar ki, o konuya hiç girmiyorum. Ya da hayır, benim neyim eksik, gireceğim.

Yorumlar