Bir Bilimkurgu Mimarı: Harlan Ellison

Harlan Ellison’un namı iyi bir yazar olmasının yanı sıra, ve belki ondan daha fazla olarak, kızgın bir kişiliğinin olmasından da çıkıyor. Bir kere öyle bir yazar düşünün ki; kendi hakkında Ellison’un düşmanları (Enemies of Ellison) adında ona zarar vermek için kurulmuş bir örgüt olsun. Mesela CBS onu arıyor bir gün, 360.000 dolar öneriyorlar kendisine. Tek istekleri yazacağı dizide “son teknikleri” (Latest state-of-the-art) kullanması. Ellison anlamıyor, adamların, kendi ifadesiyle, “adamların semantik ormanından” çıktıktan sonra, adamların derdinin efekt olduğunu anlıyor ve delleniyor. “Yani” diyor “Ben orada iki konuşan fareyi de yazsam, iki uzaylı da koysam umurlarında değildi. Tek istedikleri oradan lazer çıksın, buradan ses gelsin, beriden yansın dönsündü. O parayı münasip bir yerlerine sokmalarını söyleyerek telefonu kapattım” diyerek anlatıyor o anısını.

Bir keresinde de Warner Brothers, kendisinin de yaratıcı ekipte olduğu Babylon 5’in dvd’sine o zamanlarda yapılan uzunca bir görüşmesini koymak için arıyor. Ellison “Tabii ki koyabilirsiniz, paramı verirseniz niye olmasın” deyip, konuştuğu kızdan “Ama herkes bedavaya verdi, siz niye öyle yapmıyorsunuz? iyi reklamınız olur”  yanıtını alınca köpürüyor. “Sen maaş alıyorsun değil mi? Senin patronun da alıyor? Dizide çalışan telesineci çocuk da alıyor. Peki ben niye size kendi yaptığım işi bedavaya veriyorum. Warner brothers bir gözü görmeyen, elinde yardım kutusuyla dolanan bir dilenci mi sanki? Reklammış. Sen gerçekten bunu izleyen bir adamın ‘oo, bu adam çok güzel röportaj veriyor. Acaba kitap yazmış mıdır? Gidip alayım’ diyeceğini mi sanıyorsun. Benim bu olaydan edindiğim, edineceğim tek değer avcuma sayılan paradır.” Diye yanıt veriyor. Kız “eeşeybenpatronlarımlakonuşayım” diyerek telefonu kapatıyor ve bir daha aramadıklarını söylüyor Ellison. “Her şeyi bedavaya istiyorlar. Ve vadideki bazı yazarlar da yaptıkları her şeyden para almaları gerektiğini unutarak bu salakların ekmeğine yağ sürüyor.” Diyerek dert yanıyor sonrasında.

harlan1

Star Trek’in “Sonsuzluğun Kenarındaki Kent” bölümü ile hem en iyi senaryo hem de en iyi dizi bölümü kategorilerinde ödüller alıyor, ama bunu da acı acı gülerek anlatıyor. “Benim yazdığım senaryo ile çekilen çok farklıydı, mesela ben sonsuzluğun kenarındaki kenti, üzerinde rünlerin olduğu taşların kenarında tasarlayarak anlatmıştım. Ama set yapımcısı rün kelimesini yıkıntı (rune yerine ruin) olarak anlayınca taş yıkıntıların kenarında bir şehir oldu sonsuzluğun kenarındaki kent”. Gene Roddenberry ile çok iyi anlaşamadığını da söylemem gerekir bay Ellison’un.

Velhasıl 1934 doğumlu bu yazarın hikayelerine şöyle bir göz gezdirmek isterseniz, size önereceğim toplamaları “The Essential Ellison”, “Ellison Wonderland” ve tabii ki “Dangerous Visions” olur. Bu toplamalarda hikaye başlarında kendi anılarını da anlatır, çok rahat çok güzel bir okuması vardır Ellison hikayelerinin. Dili sadedir, Connie Willis’in dediği gibi “Bir Gerschwin eserini dinlediğinizi nasıl üç notada anlarsanız, bir Ellison hikayesi okuduğunuzu da üç cümleden anlarsınız”. Yazım tarzı çok insani ve doğal bir tavırdadır ve bilimkurgu olduğunu gözünüze başınıza sokmaz.

Kısacası hem roman, hem kısa öykü hem de senaryo dalında çok sayıda, çok güzel eserler vermiş bu yazarı okumanızı ısrarla öneriyorum.

Yorumlar