Spider-Man: Homecoming – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar

Vulture

Diğer başlıklarda Vulture’dan bir hayli bahsettim aslında. Ancak filmin kötü adamı olarak ayrı bir başlığı hak edecek kadar derindi karakter. Filmdeki Vulture kesinlikle (Türkçede “akbaba” anlamına gelir) ismini taşıyordu. Chitauri’lerin leşlerinden kalanları talan eden gerçek bir akbabaydı. Şimdi baştan anlaşalım; bu karakterin çizgi romanlardaki Vulture ile pek alakası yok. Burada uzun uzadıya karakterin çizgi romanlardaki versiyonundan bahsetmeyeceğim, çünkü yazarlarımızdan Doğa Önen bunu yaptı bile. Merak edenleri söz konusu yazıya davet ediyorum:

Marvel Süper Suçlu Dosyaları: Vulture

Filmin en başında Toomes’un bir çocuğu olduğunu, çocuğunun çizdiğini söylediği Avengers resmi sayesinde öğreniyorduk. Ancak filmin temposu ve komedi unsuru o kadar yoğundu ki, bu bilgiyi çok önemsememiştik. Günümüz popüler sinema sektöründe filmlerin ayan beyan spoiler kategorisine giren bölümlerini bile fragmanlarda izlediğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Açıkçası filmle ilgili en büyük korkum fragmanlarda gördüğümüzün ötesinde hiçbir numarası olmayan bir film izlemekti. Ancak Liz’in babasının Toomes olduğu ortaya çıktığında ve çizgi romanlardaki Spider-Man’in en belirleyici özelliği olan “ikilemde kalma durumu” söz konusu olunca filme olan saygım tavan yaptı.

Michael Keaton

Bunun yanında belki de kafamda oluşan, ama cevaplanmayan sorulardan ötürü Vulture karakterini biraz vizyonsuz buldum. Şöyle ki; Toomes bu organizasyonu ne kadar süredir kazanç kapısı haline getirmişti? Bu silahları geliştirmesi 8 yıl mı almıştı? 8 yıl iflasın eşiğinde biri için çok uzun bir süre değil mi? Eğer 8 yıldan uzun süredir elinde silahlar varsa neden daha sağlam müşteriler bulmak varken mahalle arasında minibüs arkasından satış yapıyorlardı? Filmde gördüğümüz organizasyon yeni işe başlamış gibiydi. İşte bu sebeple Toomes’u vizyonsuz buldum açıkçası. Belki de “bizim gibiler” derken küçük düşünenlerden de bahsediyor olabilir, kim bilir?

Şimdi Michael Keaton’ın oyunculuğu hakkında buradan yorum yapmak çok absürt olur diye düşünüyorum. Keaton, alt kültüre Beetlejuice, (1988), Batman (1989) ve Batman Returns (1992) filmleriyle damgasını vurmuş bir aktör. Kendisine saygımız büyük. Bunlarla beraber 2014 yılında başrol aldığı Birdman or the Unexpected Virtue of Ignorance adlı film sayesinde Vulture rolü için düşünüldüğünü varsayarsak bence hiç yanlış olmaz. Uzun lafın kısası; nasıl zamanında Sam Raimi’nin çektiği ilk iki Spider-Man filmini  Spider-Man’in düşmanlarını canlandıran Willem Dafoe (Green Goblin) ve Alfred Molina (Doctor Octopus) taşıdıysa, Spider-Man: Homecoming’i de Michael Keaton taşımış.

Aklıma gelmişken şunu da ekleyeyim: Sam Raimi’nin Spider-Man filmlerindeki gibi baş düşmanın ölmemesini sanırım Marvel Sinematik Evreni’nin devamlılık ilkesine bağlıyoruz.

Genç Vulture?

Bu arada ben de yazımın ana başlığının hakkını vererek bir tahminde bulunayım: Yukarıda bağlantısını verdiğim Vulture yazısında okuyabileceğiniz gibi; çizgi romanlardaki karakter uçmasını sağlayan cihazın yaydığı manyetik dalgalar yüzünden kanser olmuş, yaşlı bir karakterdir. Hatta 1994’te yayınlanan Amazing Spider-Man #387’de Spider-Man’in gençliğini çalmıştır! Teorimin dayanağı da bu zaten.

Amazing Spider-Man #387 (1994)

Şöyle ki; eğer Spider-Man filmleri yeterince devam ederse kullandığı Chitauri teknolojisi yüzünden Adran Toomes aynı şekilde hastalanabilir ve yine aynı teknolojiyi kullanarak yaşlanma sürecini geri çevirmeyi deneyebilir. Bu teoriyi destekleyecek bir diğer savım da Marvel Sinematik Evreni’nde sıkça kullanılan “gençleştirme” teknolojisi!  Şimdiye kadar Ant-Man‘de Michael Douglas’ı, Captain America: Civil War‘da Robert Downey Jr’ı, Guardians of the Galaxy Vol. 2’de de Kurt Russell’ın CGI yoluyla gençleştirildiğine şahit olduk. Bence Michael Keaton’u da görmememiz için bir sebep yok. Ne dersiniz teorim tutar mı?

Tony Stark ve Konuşan Kostüm

Aklıma gelmişken yazayım; Tony Stark film boyunca Peter’ı pek sallamıyormuş gibi görünüyordu, ancak bir sahnede “Happy, Bandoyu 8 hafta bıraktığını söylemişti.” dediği de dikkatimden kaçmadı. Stark kadar meşgul bir adamın bunu aklında tutuyor olması ve film boyunca birden fazla kez Peter’ın kıçını kurtarması Amerikalıların “helicopter parenting” adını verdikleri ebeveyn tanımına bire bir uyuyor. Yani Stark çocuğuna hissettirmeden bir helikopter gibi tepesinden gözlemleyen ve gerektiğinde “inişe geçerek” karşılaştığı sorunları çözerek tekrar ortadan kaybolan ebeveyn modeliydi.

Hazır Tony Stark’tan konu açılmışken, şu “konuşan kostüm” olayı filmden kırdığım iki puandan biri oldu. Tamam, ukala yapay zeka formülü Iron Man’de tutmuş olabilir. Ancak filmde Iron Man var ve çocuğa göz kulak oluyor diye filmin eksenini oraya kaydırmak gerekli miydi emin değilim. Evet, çizgi roman evrenindeki Civil War sırasında Tony Stark, Spider-Man’e kırmızı-sarı renkte bir Iron Spider kostümü hazırlamıştı. Ancak o kostümde bile konuşan ukala bir yapay zeka yoktu.

Konuşmadığında daha iyiydi sanki?

Spider-Man’in kostümündeki yapay zeka, filme son anda eklenmiş. Seslendiren ise Vision’u canlandıran Paul Bettany’nin eşi Jennifer Connely. Yani gönderme şu; Paul Bettany uzun süre Iron Man’in Jarvis adlı yapay zekasını seslendirmişti. Karen adlı yapay zekanın da Jarvis’in eşi olduğunu varsayarsak Paul Bettany’nin eşinin neden seçildiğini anlayabiliriz. Ancak kafayı ne kadar yorsam da Peter’ın kostümün isminin neden “Karen” koyduğunu çözemedim. Bu konuda bir gönderme varsa çözebilen yorumlar bölümüne yazsın lütfen.

Gelelim Spider-Man’e

Spider-Man maskesini devralan Tom Holland hakkındaki düşüncelerim Captain America: Civil War‘dan beri değişmedi açıkçası. Evet, tipi en az Tobey Maguire ve Andrew Garfield kadar Peter Parker’a benzemiyor, orası kesin. Ancak insanlara yardım etmek konusundaki heyecanı ve yaşına rağmen doğru olanı yapmaya çabalaması bence çizgi romanlardaki orijininden çok uzak değil. Ha! Yaş demişken:

Spider-Man’in iyice yaşının küçültüldüğü gibi eleştiriler gelmeye başlamış. Şimdi, insanları kafalarında at koşturan Tobey Maguire’ın Spider-Man’inden ya da son 20 yıldır çizgi roman okumamış zihinlerinden soyutlamak çok zor, farkındayım. Fakat ben yine de konu hakkında bazı gerçekleri hatırlatmak isterim. Eğer bu film bir çizgi roman uyarlamasıysa, Spider-Man’in süper kahramanlığa başlama yaşının çizgi romanındaki orijinali gibi 15 olması kadar doğru bir şey yok (Dırlanmayı kesin artık). Zira karakterin o yaşta yaratılmasının sebepleri vardı. Hatta yakın zamanda kaleme aldığım Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Spider-Man adlı yazımda detaylıca bu sebepleri anlatmıştım. Okumak için doğru zaman belki de budur:

Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Spider-Man

Bu arada Spider-Man’in filmdeki güçleri konusunda ciddi bir sıkıntı var: Örümcek hisleri yok! Örümcek hisleri Sam Raimi filmlerinde çok iyi yansıtılmıştı. Ama bu filmde baya yok! Örümcek hisleri olsa zaten ne arkadaşı Ned’e, ne de May teyzesine üstünde kostümle yakalanmazdı. Anladığım kadarıyla örümcek hislerinin varlığı filmin hem kilit bazı sahnelerinin hem de yığınla komedi unsurunun mümkün olmamasını sağlayacaktı. Belki bu gücü zamanla su yüzüne çıkacak, kim bilir?

Tobey Maguire’ın oynadığı Spider-Man 2’ye bir selam çakalım

Son olarak; her ne kadar (konuşan) kostümünü Tony Stark’tan almış da olsa ağ fırlatıcıları ve ağ sıvısı bizzat Peter Parker’ın icadı. Bu da Peter’ın yaşıyla orantısız teknolojik yeteneklerini vurgulaması açısından dikkate değer olmuş.

Yorumlar