Spider-Man: Homecoming – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar

Kahramangiller’i kurduğumuz 13 Eylül 2014 tarihinden beri ilk defa bir Spider-Man filmi gösterime girdi ve ben hemen hemen her süper kahraman filminden sonra yaptığım gibi Spider-Man: Homecoming için de bir Analiz, Tahmin ve Anekdotlar yazısı kaleme almaya başladım. Bu yazılarımda belirlediğim format gereği, filmin kısa özetini geçmek ve beğenip beğenmediklerimi sıralamak yerine, çizgi roman okuyucusu gözüyle filmi analiz ederek bir takım çıkarımlar yapmaya çalışacağım.

Diğer benzer yazılarımda da olduğu gibi hemen yazının başında uyarayım: Bu yazı filmi izleyenlere hitap etmesi için kaleme alındı. Eğer filmi henüz izlemediyseniz yoğun SPOILER bombardımanına maruz kalacağınız konusunda uyarıyorum.

Teknolojik Süper Suçlu Orijinleri

Öncelikle filmin hem kendisi hem de Marvel Sinematik evreni adına attığı başarılı bir adımdan bahsetmek istiyorum: Teknoloji temelli süper suçluların orijinleri.

Çizgi romanların Gümüş Çağı’nda ortaya çıkmaya başlayan teknoloji temelli süper suçluların kullandıkları ekipmanı nasıl edindiği konusu uzun yıllar boyunca çok yüzeysel olarak açıklanmıştı. Evet, Norman Osborn (Green Goblin) gibi kullandığı ekipmanı bizzat tasarlayabilecek ve finanse edebilecek birkaç istisna vardı. Fakat çoğu teknoloji temelli süper suçlunun kullandığı ekipmanı sökünce altından ne zeki, ne de zengin birisi çıkıyordu.

Teknoloji Temelli Süper Suçlular – Secret Wars #3 (2004)

Dediğim gibi; bu durumu açıklamak için uzun yıllar boyunca Marvel Comics yazarları herhangi bir hamle yapmamıştı. Zaten öyle pek merak da edilmiyordu. Ta ki günümüz Modern Çağ’ına girilip de on yıllar önce Gümüş Çağ’da cereyan eden olayların perde arkaları hakkında hikaye yazmak moda olana kadar.

Özellikle Ultimate serilerinde bolca emeği geçen Brian Michael Bendis’in 2004 yılında kaleme aldığı Secret War (Secret Wars ile karıştırmayın sakın) adlı 5 sayılık seri, tam olarak bu konu üstüne kuruluydu. SHIELD yöneticisi Albay Nick Fury, Jack O’Lantern adlı bir suçlunun sorgulanması sırasında yakaladığı ipuçlarını takip ederek çarpıcı bir gerçeğe ulaşmıştı. Jack O’lantern, banka soygunu yaparak 15 bin küsür dolar çalmıştı. Ancak üstündeki ekipmanın değeri 750 bin dolardan daha fazlaydı. Aradaki sayısal farka bakılırsa bu paranın bir kaynağı olmalıydı.

Grim Reaper, Rhino, Goldbug ya da Scorpion gibi süper suçluların ekipmanlarını Tinkerer adlı bir mucite yaptırdıkları biliniyordu. Ancak Jack O’Lantern’in sorgusu sırasında Tinkerer’ın da dışarıdan destek aldığı öğrenilmişti. Tinkerer takip edilmiş ve sonunda finans kaynağının seçimle yönetime gelmiş Latveria Başbakanı Lucia Von Bardas olduğu öğrenilmişti.

Secret War #1 (2004)

Secret War #1 (2004)

Nick Fury durumu Amerika Başkanı’na açmış, ancak olayın diplomasiyle çözülmesi tercih edildiği için operasyon izni alamamıştı. Bunun üstüne Captain America, Spider-Man, Luke Cage, Wolverine, Daredevil ve Black Widow‘dan oluşan bir ekip toplayarak gizlice Latveria’ya operasyon yapmaya gitmiş ve olaylar gelişmişti. Hikaye Gerekli Şeyler tarafından Türkçe olarak yayınlandığı için hikayenin gelişme ve sonuç bölümleri hakkında spoiler vermesem daha iyi olur.

Peki Sinematik Evrende?

Uzun lafın kısası, standart çizgi roman evreni olan Earth-616’da teknoloji temelli süper suçlulara çalışan değirmenin suyunun nereden geldiği Secret War adlı hikayeyle açıklanmıştı. Peki Marvel Sinematik Evreni olarak anılan Earth-199999’da konu nasıl bağlanacaktı?

Malumunuz, Marvel Sinematik Evreni’nin en iyi filmlerinden olan 2012 yapımı Avengers’ta gerçekleşen Chitauri istilasının etkileri, hem diğer filmlerde hem de Marvel Sinematik Evrenine bağlı olan Agents of SHIELD ve Netflix’in yayınladığı Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage ve Iron Fist gibi dizilerde sıkça dile getiriliyordu. Örneğin; Daredevil’ın ilk sezonunda yerle bir olan New York’un yeniden inşası sırasında yapılan yolsuzluklara değinilmişti. Spider-Man: Homecoming’de ise durmadan genişleyen Marvel Sinematik Evreni’nin süper suçlu ihtiyacını karşılamak için harika bir çözüm bulunmuş: İstila sonrası dünyada kalan Chitauri teknolojisi!

Adrian Toomes ve ekibi Chitauri’lerden geriye kalanları toplarken.

Michael Keaton’un canlandırdığı Adrian Toomes ya da nam-ı diğer Vulture, istiladan hemen sonra enkazı kaldırma ihalesini almış bir şirketin başındadır. Daha sonra ihaleyi Tony Stark’ın alması üzerine zor duruma düşen Toomes, hayat görüşünü değiştirerek söz konusu ekipmanı çalmaya başlamış ve yüksek teknolojili silahlar üretip satmaya başlamıştır. Hatta kendine bir de kostüm yaparak tam bir süper suçlu olmuştur. Elbette filmi izlediyseniz tüm bunları biliyorsunuz. Demek istediğim şu; Spider-Man: Homecoming sayesinde gelecekte Marvel Sinematik Evreni’nde kullanılacak süper suçlular için harika bir orijin kaynağı yaratılmış oldu. Bundan böyle özellikle Spider-Man ya da Defenders gibi sokak seviyesine daha yakın süper kahramanlar için onlarca teknoloji temelli süper suçlu üretilebilir ve orijinleri basitçe Toomes’un organizasyonuna bağlanabilir. Bence şu noktada filmin Marvel Sinematik Evreni’ne yaptığı katkı en az 2012 çıkışlı Avengers kadar büyük.

Yine Stark’ın Suçu mu?

Marvel Sinematik Evreni’nin başlangıcı 2008 yılında gösterime giren Iron Man filmiyle olmasından mıdır, yoksa Robert Downer Jr’ın çok sevilmesinden midir bilmem, ama filmlerde aksi giden her şeyde dolaylı da olsa Tony Stark’ın parmağı olduğu ortaya çıkıyor. Avengers: Age of Ultron‘da Ultron’un yaratılmasından Stark sorumluydu, Captain America: Civil War‘da suçluluk duygusunu bastırmak için Sokovia Anlaşmasını hemen imzalayarak işlerin çıkmaza sürülmesini sağlayan da oydu. 14 yaşında bir çocuğu (evet, Spider-Man’den bahsediyorum) deneyimli süper kahramanların çarpıştığı bir savaşın ortasına sürükleyen de…

Spider-Man: Homecoming’e de yüzeysel olarak baktığımızda Adrian Toomes’un elinden enkaz kaldırma ihalesini alarak Tony Stark’ın dolaylı da olsa olaylara sebebiyet verdiği sonucuna varabiliriz. Bu noktada kritik bir soru devreye giriyor elbette: Acaba ihale Toomes’da kalsaydı her şey farklı mı olurdu? Yoksa zaten elinin altında uzaylı teknolojisine ters mühendislik yapabilecek yetenekte adamlar varken er ya da geç aynı suçları işler miydi? Bence cevap evet.

“Bu evin bir yemek saati var!”

Karakterin konuşmalarına biraz kulak verdiğimizde Toomes’un eylemlerini haklı çıkarmak için zengin ve fakir ayrımını öne sürdüğüne şahit oluyoruz. Ancak parçalarını çalarak ürettiği silahları suçlulara satmaktan da, işine engel olanları gözünü kırpmadan öldürmekten de geri kalmıyor. Konuşmalarında “bizim gibiler” diyerek empati kurduğunu iddia ettiği kitleye herhangi faydası yok. Bir insanın ahlak pusulası 8 yıl içinde bu kadar dönebilir mi? Yoksa söz konusu kişi zaten o karaktere mi sahiptir? Belki evet, belki hayır. Karar size kalmış.

Başlıkta yazdığım sorunun cevabını kendimce vereyim: Hayır, ilk bakışta öyle görünse de bu sefer ortalığı karıştıran kişi Tony Stark kesinlikle değil.

Yorumlar