Paralel Evrenden Bir Romeo & Juliet Hikayesi: 08th MS Team

90’lardaki son UC zaman dilimi hikayesi olan 08th MS Team birçok Gundam hayranı tarafından çok beğenilmiştir. Özellikle savaş sahnelerinin Gundam’ların içerisinde en iyilerinden biri olduğu düşünülmektedir. Zira neredeyse tamamı dünyada ve yoğun arazi koşullarında geçmesi, MS’lerin takım çalışması ile savaşa sokulmaları ve Gundam’ların bile sınırları olduğunun vurgulanması seriyi gerçekçilik yönünden külliyata oldukça çok katkı yapan bir yere taşımıştır. Benzer şekilde MS teknolojisinin varlığına rağmen hava indirme, istihbarat, bombardıman ve topçu desteğinin gerekliliğinin vurgulanması, cangıl, kar, çöl, hatta şehir harbi gibi farklı farklı noktalarda birbirlerini tekrarlamayan türde aksiyonlar gerçekleşmesi, bu şartların makinelere olumsuz etkilerinin yansıtılması, pilotların tamamının Newtype karakterler değil de savaş tecrübeleri kadar potansiyelleri olan askeri pilotlar olması, sivillerden komutan kademesine dek savaşın her basamağındaki etkilerin gözler önüne serilmesi ve her iki tarafın da sınırlı kaynak ve imkanlarla mücadele ettiklerinin etkilerinin hissettirilmesi serinin oldukça beğenilmesini sağlamıştır.

1280x720-yzk

Gundam serilerinin ortak konusu olan savaş, savaşın etkileri, masumların acı çekmesi, arada kalanlar, çıkarcılar, mecbur kaldığı için savaşanlar, savaşı bitirmek için savaşanlar, sevdiklerini korumak için savaşanlar ya da savaşmak ve bundan zevk almak için savaşanlar, hepsi bu seride de mevcut, bunu yanısıra ortada oluşan neredeyse imkansız bir aşk hikayesi de savaşın getirdiklerine ve götürdüklerine biraz daha dokunaklı bir etki katmaya yaramış. Örneğin başyapıtını tamamlamaya takıntılı şekilde bağlanmış, bu yüzden hem ailesinden geri kalan tek şey olan kardeşi Aina’ya, hem Zeon Dükalığı ordusunun askerlerine karşı sorumluluklarına yabancılaşan Ginias’ın bir bilim insanı olarak trajedisi yada tüm hayatını Sakhalin Ailesi’ne sadakatle hizmet etmeye adayan ama en son ana dek bu görevine coşku ile bağlı kalan Norris Packard’ın bireysel savaşı eminim akıllarda yer edecektir.

Trajedisel hale getirilmiş ölüm teması sayıca diğer serilere (Özellikle Zeta Gundam ve Victory Gundam’a) göre daha azdır. Buna karşın bu onu yaşı küçük seyirciler için de izlenilebilir bir seri yapmaz, zira özellikle sonlarda bir savaşın ortasında olmanın ne olduğunu her metot ile gösteren bir seridir. Şahsen yapımın benim için en önem arzeden yanı serinin tüm söyleyeceklerini 11. bölüme sığdırması ve son bölüm olan 12. bölümü , ana karakter kadrosu ve hiçbir çatışma sahnesi olmaksızın salt bir militarizm eleştirisi şeklinde unutulmaz bir finalle noktalaması idi. (Fazla bir ipucu vermeyeceğim zira final için yeterince nedeniniz olacak) Kısacası gerek etkileyici savaş sahneleri, gerekse de çoğu insanı ağlatabilecek bir aşk hikayesi ile Mecha sevin yada sevmeyin, bence Anime seven herkesin izlemesi ve arşivine eklemesi gereken bir parça olduğunu söyleyebilirim.

Serinin bir dramatik yanı da, 80’li yıllarda Round Vernian Vifam, Kikou Kantai Dragonar, Konpeki no Kantai, Armor Hunter Mellowlink gibi askeri yanı çok sağlam yapımlarla adını duyuran Takeyuki Kanda’nın rejisi ile başlaması fakat kendisinin bir trafik kazasında hayatını kaybetmesi üzerine 6. bölümden itibaren Umanosuke Lida’nın rejisi ile devam etmesidir. Maalesef kendisi de geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrıldı ve serinin Blu Ray setine eklenen ek bölüm de, tıpkı kendisinin tamamlayamadığı bir diğer seri olan Towa no Quon gibi bir başkası tarafından tamamlanabildi. Ayrıca 1970’lerden beri birçok hatırlanabilir ve empati yapılabilir villain’i seslendiren ve seride Norris Packard’ı canlandıran Osamu Ichikawa’nın da geçtiğimiz yıllarda hayata veda ettiğini ve bu serideki rolünün onun zirvesi olarak sayılabileceğini de ayrıca belirtmek istiyorum.

mobile-suit-gundam-the-08th-m-s-team-shared-image-1f0e3dad99908345f7439f8ffabdffc4-large-19

Sonuç

Son olarak; serinin her bölümüyle düzenli olarak savaşı çok daha dramatik vermesi anlamında çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca mekanik gerçekçiliğin üst düzey masif animasyonla beraber kullanılması enfes bir karma oluşturmuş. Ama her şeyden çok, ana hikayenin büyük ölçüde 11. bölümde bitmesine karşın 12. bölümde serinin ana yapısından büyük ölçüde bağımsız olarak William Golding’in Lord of Flies’ini anımsatan düşündürücü bir yan öykü konulması ve hikayenin böyle sonlandırılmasını oldukça takdir ettim. (Ne yazık ki orada göreceğiniz sahnelerin dünyada halen birçok yerde tekrarlanmakta olduğunu söylememe gerek yok) Eminim bu seriyi izledikten sonra tüm bu yönlerinden ve fazlasından dolayı asla herkese önermeyecek ama her daim özel bir yerde hatırlayacaksınız. (Bu ve benzeri nedenlerden ötürü serinin bu son bölümü ABD’deki yayın programına eklenmemiştir)

Sonuçta kaliteli çizimler, her zamanki gibi iyi müzik, savaşın getirdiklerini ve götürdüklerini anlatan her şeyiyle iyi düşünülmüş, akıcı ve akılda kalıcı bir hikaye… Çok da uzak olmayan bir zamanda serinin Blu Ray setinin de izleyicilere sunulduğunu düşünürsek bu harika seriyi izlememek için çok bahanenin olmadığını düşünüyorum.

Bu yazı, "Jenerasyonlar Ötesi Bir Kült Anime: Mobile Suit Gundam" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar